Mihail Bulgakov’dan çarpıcı bir eser

Başarılı yazar Mihail Afanasyeviç Bulgakov’dan okuduğum ilk kitap olan “Genç Bir Doktorun Anıları”, içerisinde anlatılan hikayelerin çarpıcılığı ve derinliği sayesinde biz okuyucularında kalıcı izler bırakıyor.

Bulgakov’un bu eserinde, üniversiteyi yeni bitirmiş ve zorunlu görev yapması için Rusya’nın bir köyüne göreve gönderilen teorik bilgisi güçlü ancak pratikte tecrübesiz bir genç doktorun yaşadıklarını okuyoruz. Aynı zamanda genç doktor kendi tecrübesizliği ve kaygılarıyla uğraşmaya çalışırken bir yandan köydeki yetersiz şartlarla ve orada yaşayan insanların çağ dışı fikirleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor.

Kitapta bahsedilen tüm bu mücadeleyi ve kaygıyı Bulgakov bizlere o kadar iyi aktarıyor ki, şahsen okurken kendimi zor şartlar altında mücadele eden o genç doktor gibi hissettim.

Öyküleri okurken içerisinde bahsedilen tıbbi terimlerin ne kadar başarılı ve doğru bir şekilde hikayelere yerleştirildiğini de fark etmem sonucu yazarı araştırmaya başladığımda eserin yarı otobiyografik bir eser olduğunu hatta Bulgakov’un kendisinin de hekim olduğunu öğrendim.

Tüm bu öğrendiklerim doğrultusunda ise zaten sürükleyici ve gerçekçi bir şekilde devam eden bu eser beni okurken daha da çok olay örgüsünün içine çekti.

Eğer sizler de ağır bir dili olmayan ve sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap arıyorsanız okuma listenize”Genç Bir Doktorun Anıları” kitabını ekleyebilirsiniz.