Misafir

Söz dinlemez bir meraklıydı oysa ama bu evden çekiniyor, saygı duyuyor ve talan edemiyordu.

Eylül ayının son günleriydi. Koltukta oturmuş babasının gelmesini beklerken, ensesinde bir ürperti hissetti. Havanın soğumaya başlamasından kaynaklı olduğunu düşündü önce, garip bir sessizlik etrafı sarınca kalkıp evi gezmeye karar verdi. Bu eve, yakın zamanda vefat eden halasının, kalan eşyalarını toplamak için gelmişti. Evin, halasına verilme hikayesini küçükken defalarca dinlemişti. Şimdi etrafı gezerken de aynı hikâyeyi düşünüyordu.

Küçük yaşta babalarını kaybeden halası ve babasına, mahalleli ve eş dost her zaman destek olmuş. Özellikle halasının edebiyat öğretmeni onları çocukları yerine koymuş. Eğitimleriyle yakından ilgilenmiş, hayatlarının her alanında onlara akıl hocalığı yapmış. Babasını hiç tanımamış olan halası, onu öz babası gibi sayarmış, bundandır ki onun izinden gitmiş ve o da edebiyat öğretmeni olmuş. O sıralar 47 yaşında olan öğretmenin de hayatta kimsesi yokmuş. Kendini işine ve öğrencilerine adamış. Söz bu ya, iyi insanlar çok yaşamaz derler. Bu adamcağız da 55’inde çaresiz bir hastalığa yakalanmış ve hayata gözlerini yummuş. Vefatının ardından yaşadığı bu iki katlı evin, halasına bırakıldığı öğrenilmiş. Halası ise ölümünden önce bu evi kimsesiz çocuklara bırakmıştı. Şimdi birkaç özel eşya kalmıştı bu evde, onlar da toplanacak ve ev yıllar önce alındığı gibi teslim edilecekti.

Onun için evin huzurla karışık, henüz adını koyamadığı bir havası vardı. Küçüklüğünden beri sadece yaz mevsimlerinde gelebildiği bu evde, hiç yaramaz bir çocuk olup etrafı karıştıramamıştı. Söz dinlemez bir meraklıydı oysa ama bu evden çekiniyor, saygı duyuyor ve talan edemiyordu. İçinde ne olduğunu deli gibi merak ettiği bir sürü dolap ve kutu bulunuyordu evde. Elini uzatsa halasının kızmayacağını biliyordu ama yine de yapamamıştı.

Babasını beklerken zaman geçirmek ve hep merak ettiği bu evi son kez gezmek istedi. Gıcırdayan zeminde önce salondaki kitaplığa yöneldi. Sararmış yaprakların arasında keşfedilmeyi bekleyen hayatlardan birine elini attı, rastgele açtı ve altı çizili cümleleri, boşluklara alınan notları okudu. Birkaç kitaba daha aynı şeyi yaptıktan sonra kalın bir kitabın arkasında küçük bir kutu buldu. Kutuyu açmak için içinde büyük bir heyecan duydu ama aynı zamanda birisi onu izliyormuş gibi etrafına bakındı. Sonunda merakına yenik düşüp kutuyu açtı, içinde yalnızca eski bir anahtar vardı. Eline alıp, evirip çevirdi, sıradandı. Anahtarı ve kutuyu yerine koyup yukarı çıkan merdivenlere doğru yöneldi.