Misafir II
Şimdi küçük bir çocuk oldu ve geçmişte yapamadığı yaramazlıkları telafi etmeye niyetlendi.
Her adımında zemin gıcırdıyor ve eskimiş tahtaların kokusu etrafa yayılıyordu. Elini merdivenlerin korkuluğunda gezdirirken daha önce kaç kişinin bu merdivenlerden çıkmış olabileceğini düşündü. Merdivenlerin bitiminde halasının odası vardı. Yavaşça kapıyı açıp içeri baktı, gözleri halasını aradı, elbette orada değildi ama kokusu yeğenini karşıladı. Halası yumuşacık bir kadındı, her zaman her koşulda iyimser kalmayı başarabilen insanlardandı. Hayatı boyunca evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştı, tüm özverisini öğrencilerine ve yeğenlerine vermişti. Okuyan, yazan, her zaman yeni şeyler öğrenmeye gayret eden biriydi. Hayatına giren her insanda bıraktığı gibi yeğeninde de silinmeyecek izler bırakmıştı.
Odada gözlerini gezdirdi, ayakları gardıroba doğru gitti. Kapakları açtığında toplanmayı bekleyen birkaç elbiseyle karşılaştı. Lacivert çiçekleri olan uzun elbise, güldü, geçen yıl 68. yaş gününde nasıl da dans ediyordu şişko bu elbiseyle… Yaşlı kadın kafasında her bir elbiseyi yeniden giydi ve geçmiş anıları canlandırdı. Görüntüyü bulanıklaştıran göz yaşlarına esir olmamak için dolabı kapattı. Yatağın başucundaki komodinin üzerindeki lastik tokaya gözü takıldı, hemen alıp bileğine geçirdi. Eklem ağrıları için küçük kremler… Her birinin üzerinde parmak izi vardı. Yüreği artık sıkışmaya başlayınca odadan çıktı.
Üst katta halasının odası, odanın solunda büyükçe bir teras, teras kapısının karşısında bir banyo, bir misafir odası ve tüm bunları birbirine bağlayan uzun bir hol vardı. Ha bir de daha önce kimsenin girmediğini bildiği bir oda vardı, kapısı her zaman kilitli olurdu. Holde devam edip duvardaki eski fotoğraflara baktı. Bu duvarda kendi ailesiyle birlikte, hiç tanımadığı insanların fotoğrafları da bulunmaktaydı. Günün birinde halasına fotoğraftaki insanları sorduğunda, halası evin eski sahipleri olduğunu söylemişti. Siyah beyaz fotoğrafların birinde kucaklarında minik bir bebekle genç bir çift, yüzlerinde aile olmanın mutluluğuyla gülümsüyordu. Diğer fotoğraflarda ise genç çift yalnızdı, fotoğrafların belirli aralıkla çektirildiği çiftin her fotoğrafta bir az daha yaşlanmış olmasından anlaşılıyordu. Bu insanların yüzünde gitgide buruklaşan bir ifade vardı. Yaşlanmanın vermiş olduğu huysuzluktan olabileceğini düşündü ve umursamazca devam etti.
Gözüne kilitli olan kapı erişti. Şimdi küçük bir çocuk oldu ve geçmişte yapamadığı yaramazlıkları telafi etmeye niyetlendi. Kapının arkasında ne olduğunu deli gibi merak ediyordu. Kapı koluna yüklendi, tahmin ettiği gibi kapalıydı. Kapı çerçevesinin etrafında parmaklarını gezdirdi belki anahtarı bir yere sıkıştırmışlardır diye, orada da yoktu. Hüsrana uğramışken aklına kitaplıkta bulduğu anahtar geldi.