Mona Lisa'nın Gizemi
Leonardo Da Vinci'nin Eşsiz Tablosu "MONA LİSA"
Dünyanın en ünlü tablosu "Mona Lisa" hâlâ gizemini koruyor. Günde 20 bin ziyaretçi ile karşı karşıya gelen ünlü tablo, her ziyaretçide farklı duygular uyandırıyor. Yüzündeki hafif tebessümü ile poz veren hanımefendi, resmedildiği tablonun bu kadar ünlü olacağını nerden bilebilirdi? Belki de Leonardo Da Vincinin sipariş üzerine yaptığı tabloyu sahibine reslim etmeyip kendisine saklama sebebi onda gördüğü eşsiz güzellik ve gizemdi.
Paris, Louvre Müzesi
Tablonun 1503-1506 tarihleri arasında yapıldığı biliniyor. Orjinal boyutu 77 x 53 cm'dir. Sfumato tekniği ile yapıldığı için tabloda belirsizlik hakimdir. "Sfumato" kelimesi "dumanlı" anlamına gelmektedir. Özellikle ağız ve göz bölgelerinde kullanılan bu teknik sebebi ile her bakıldığında farklı yüz ifadesi veriyormuş gibi bir sezgi uyandırır. Tablo şimdilerde Paris'te, Louvre Müzesinde (Musée du Louvre) sergilenmektedir.
Peki, Mona Lisa kimdir?
Giorgio Vasari'nin, Leonardo Da Vinci'nin biyografisinin de bulunduğu kitabında bu konu hakkında şu bilgilere ulaşmaktayız; Resimdeki hanımefendi Lisa Gherardini'dir, Floransa'lı ipek tüccarı Francesco del Giocondo' nun karısıdır. Giocondo'nun ikinci oğlu Andrea'nın doğumu anısına tablonun yapıldığı tahmin edilmektedir.
Rönesans döneminde bu tarz portreleri sadece seçkin insanlar yaptırabilirdi. Örneğin Krallar ve Kraliçeler... Yüksek maliyetinden dolayı her insanın sahip olabileceği tablolar değildi. Yalnız o dönemlerde tüccar sınıfı güçlenmekteydi ve zengin tüccarlarda bu tablolara sahip olma şansını yakaladılar.
Mona Lisa'nın çalınması
Ünlü tablo 1911 yılında müzenin kapalı olduğu bir gün ortadan kaybolmuştur. Çalınmasının fark edilmesinin ardından özel dedektifler kapsamında uluslararası bir operasyon başlatılmıştır. Uzun süre aranan tablo 2 yılın arından İtalya'nın Floransa şehrinde bulunmuştur. Tabloyu çalan ise Vincenzo Peruggia isimli bir müze çalışanıdır. Şahısın bir antikacıya bıraktığı not, tablonun ulusal nedenler sonucu çalındığını da anlatmaktadır. Çünkü notun içeriğinde Leonardo'nun İtalyan olduğunu bu nedenle tablonun İtalya'da bulunması gerektiği söylenmektedir. Fakat hâlâ birçok gizem tazeliğini korumaktadır.
Leonardo Da Vinci'nin diğer tüm eserlerinde olduğu gibi bu eseri de imzasız ve tarihlenmemiştir. Tabloyu incelememiz gerekirse şunları söyleyebiliriz; Model piramit benzeri bir duruş sergilemiştir. Üçgen formunun ele alınması ile odak noktası yüz olmuştur. O zamanın tablolarından farklılık göstererek model yan değil daha çok karşıya dönük gibidir. Çoğunluk ile göğüsten yukarı olarak yapılan portrelere nazaran daha alt bölgeden çizilmeye başlanmıştır. Bir sandalyede oturan modelin en altta elleri bulunmaktadır. Tablo tamamlandıktan sonraki süreçte Leonarda özellikle eller üzerinde 20 yıl içinde çalışmalarına devam etmiştir. Resmin arka planında bir manzara görülmektedir. Ağaçlar, nehir ve bir köprü ile kompozisyon eşsiz bir derinlik kazanmıştır. Tablonun yapımında altın orana dikkat çekilmiştir, çizimin tüm parçaları altın orana göre konumlandırılmış, anlam kazanmıştır. Bu eşsiz tablo türünün en önemli eserleri arasında birçok yoruma tabi tutulmuştur. Adına filmler çekilmiş, şarkılar yazılmış ve günden güne ününe ün katmıştır. İçerdiği gizem ise birçok görüşe rağmen hâlâ gizemini korumaktadır.