MOTHERs CAME BACK!
Uzun süredir yazmadığım bir dönem sonrasında geri döndüm. Tabi benimle birlikte geri dönüş yapan iki annemden bahsetmezsem de olmazdı.
Uzun süredir yoktum. Aslında kasıtlı bir yok olma isteği değildi, sadece şifremi yanlış girdiğim için artık Typelish'e giremeyeceğimi sanmıştım fakat dün burada yazan başka bir arkadaşım sayesinde tekrar denemeye karar verdim ve girebildim. Aslında ÇOK basit olan bir şey için bunca ay kendimi yazmaktan alıkoymuşum yani. Neyse demek ki her genç kızın bazen 2000'lerdeki bol moda itemi içeren romantik komedi filmlerindeki sarışın başrol erasını yaşaması gerekiyor.
Hazır uzun süre yok olup tekrar geri gelmişken benim gibi uzun süre yok olup harika bir ''come back''le aramıza geri dönen iki şarkıcıyı ve onların en yeni tarzlarını konuşalım istedim. Çünkü neden olmasın?
Bahsedeceğimiz ilk isim pop müziğin divası, gaylerin annesi, mother monster LADY GAGA!
Yeni albümü MAYHEM'i yayınlayan Gaga, bu erasında ''gotik'' bir tarzla karşımıza çıktı ve bize 2010'larda Tumblr'da bayılarak paylaştığımız ve aşşırı havalı bulduğumuz o gotik estetiğin geri döndüğünü göstermiş oldu. Son dönemlerde popüler olan mikro kahkülleri, bize Vivienne Westwood ve Dilara Fındıkoğlu enerjisi veren elbiseleriyle kesinlikle her erasını yiyip bitirdiği gibi bu erasını da yedi ve kırıntı bile bırakmadı. Daha önceki tarzlarından çok daha farklı, keskin bir tarzla aramıza geri dönen Gaga, ünlülerin acı soslu tavuklar yiyerek röportaj verdikleri bir program olan ''Hot Ones''a katıldığında bile o avangart tarzından asssla ödün vermedi. İşte bu da tam olarak görmeyi özlediğimiz şeydi.
Gelelim ikinci ismimize. Belki Gaga kadar popüler değil ama kesinlikle o yolda olduğu belli olan bir isim, MISS KOREA, JENNIE.
Yeni çıkardığı albümü RUBY ile spotifyda en çok dinlenen solo kadın kpop şarkıcısı olan Jennie, moda dünyasında adeta bir uzakdoğu rüzgarı hissettiriyor ve buna BA-YI-LI-YO-RUM! Zaten halihazırda Chanel'in ve küresel elçisi olan Jennie'nin albümü için giydiği birbirinden farklı kıyafetlerden bahsetmek istedim. Hani ülkemizde teknoloji için yıllardır ''Asyalılar yapıyor abi!'' söylemi vardır ya, bunu kesinlikle moda dünyası için de kullanabiliriz. Çünkü son zamanlarda spotlarda çok fazla uzak doğulu tasarımcı görüyoruz. Vietnamlı Cong Tri ve Le Thanh Hoa gibi isimler uzun zamandır sektörde sanatçılıkları ile tanınırken yeni bir tasarımcı dalgası artık varlığını hissettiriyor. La Lune, Fancì, LSoul ve Feng System gibi yükselen markalar vizyoner yaratıcılıklarını sergiliyor ve Jennie'nin müzik videosu "Zen" bunun kanıtı.
Zen klibindeki looklardan detaylıca bahsedilen bir yazının linkini buraya bırakarak albümdeki diğer looklarına da kısaca değinmek istiyorum.
Doechii ile birlikte düet yaptığı şarkısı ExtraL'nın klibinde iki şarkıcı da Schiaparelli'den çok şık takımlar giymişti. Ki bence Jennie'nin bu albüm için konsepti rahat ve seksi olmaktı. Özgürce, hiçbir şeyden korkmayan, çalışkan bir Jennie imajı yaratmak istedi ve bunda başarılı olurken bir kez daha ne kadar yaratıcı olduğunu bize gösterdi. Albüm için verdiği konserlerde sahnede onu hiç olmadığı kadar özgüvenli ve rahat gördük. Bu beni ona tekrar aşık etmeye yetti.
Aynı albümdeki Like Jennie şarkısı için çektiği dans videosunda giydiği GCDS markasına ait gümüş Hello Kitty bikini üstü de kesinlikle favorilerimden biri oldu.
Son olarak Jennie'nin albümde en ikonik şarkılarından biri olduğunu düşündüğüm MANTRA şarkısı için giydiği Jean Paul Gaultier elbiseyi koyarak bırakıyorum. Çünkü bence Jennie'nin Ruby erasındaki en İKONİK look oydu. Çünkü sarı bir peruk takmıştı ve as her fans says, ''Whenever she want to serve cunt, she wear her blonde wig'' YANİ KESİNLİKLE SERVİS ETTİĞİ BİR LOOK'TU.
Bundan sonra geri döndüm ve yazmaya eskisinden daha da hevesliyim. Hatta dur, şu sarı peruk olayına da ayrı bir yazı yazabilirim(temudan 300 liraya harika bir sarı peruk aldığım için kesinlikle aynı vibe'a bürünüp kendimi Jennie sanıyorum da..)
Her neyse, sizleri seviyorum xoxo