Mükemmeliğin Karanlık Tarafı: Siyah Kuğu
"Siyah Kuğu" ve Mükkemmel Algısı
Dünya herkesin başarılı olduğu bir yere dönüşürken, daha iyi olmak yeterli değil. Aydınlanma çağı olan internetten önce başarıya ulaşmak oldukça kolaydı, ancak bugün herkes iki dil biliyor, herkesin bir işi var, herkes bu dünyaya faydalı olacak birden fazla beceriye sahip. Yani bir bakıma, bugünün dünyasında başarıya ulaşmak için "insan "dan daha fazlası gerekiyor. Ya kendini kanıtla ya da unutul, diyor dünya ve artık toplumun yarısından fazlası ruhsal bozukluklara sahip.
Darren Aronofsky'nin başrolünde Natalie Portman'ın oynadığı 2010 yapımı ödüllü filmi Siyah Kuğu, belirsiz başrol oyuncusu/bale dansçısı Nina Sawyer'ın (Natalie Portman) yaklaşan Kuğu Gölü performansında mükemmel olma yolculuğunda seyirciyi adil düşünceden büyülenmişliğe götürüyor. Nina her hareketinde dikkatli, çekingen, parmak uçlarında zarifçe süzülen, dolayısıyla mükemmel Beyaz Kuğu'dur. Ancak, rolünü güvenli olmaktan çıkaran ve Siyah Kuğu'yu gereken doğallık ve tutkuyla dans edememesine neden olan şey onun hassas hareketleridir. Nina, Siyah Kuğu rolünü yeni "havalı kız" Lily'ye (Mila Kunis) kaptırmaktan endişe ederken, akıl sağlığının ve mükemmel olmak için neyin yeterli olduğunun çizgileri bulanıklaşıyor.
Baş karakter Nina'nın bakış açısı filmin ana odağı gibi görünüyor, ancak güvenilmezliği nedeniyle filmde neler olup bittiğini anlamanın tek yolu onun diğer karakterlerle etkileşim biçimini gözlemlemek. O zaman bile, yaşanan olaylar seyircinin zihninde belirsiz bir resimden başka bir şey bırakmıyor. Baş karakterin sıkıntılı imgelemleri araya girmeden bütünü yakalamak imkansız ve belki de bu imgelemler filmin en önemli yönü, Nina Sawyer'ın işkence gören zihninden çıkan ham bir delilik parçası. Dahası, sahnelerin geldiği gibi hızla geçmesi ve Nina'nın tek başına kaldığı, halüsinasyon ile gerçeği ayırt etmekte zorlandığı zamanlar dışında olanları sindirmek için zaman verilmemesi de yardımcı olmuyor.
Nina'nın kendi kendini yok etmesinin sonunda nasıl mükemmelleşeceği filmin ana teması gibi görünüyor. Ancak bu, teşvikten ziyade seyirciye bir uyarı olarak tasvir ediliyor. Filmin mesajı yoruma ve bireysel analize açık çünkü Nina'nın çektiği sıkıntıların sonunda buna değip değmediğini seyircinin kendisinin de bilmediği pek çok sahne içeriyor. Çünkü Nina'nın mükemmel olma saplantısı onun çöküşü olurken, seyirciye kanlar içinde keyifle gülümserken, mükemmellikten pişmanlık duyup duymadığı sorgulanabilir. Bu, hayatında yaşamak için çabaladığı sadece bir andır.
İnsanlar kendilerine zarar veren şeyler yapıyorlar ve bir yandan hayatlarını olabildiğince mükemmel kılmaya çalışırken bir yandan da hayatlarını bir arada tutma mücadelesi yüzünden varoluş duygularını kaybediyorlar. Siyah Kuğu, mükemmelliğe ulaşmayı arzulayanlar için bir uyarı niteliği taşıdığı kadar, hepimiz için önemli bir soruyu da ortaya koyuyor: Kendini yok etmeyi getiriyorsa, mutlak fedakârlık gerektiriyorsa, mükemmel olmak önemli midir? Kuşkusuz, kişi ulaşmayı umduğu hırslara bulaşmadan önce bunları düşünmek için zaman ayırmalıdır - çünkü mükemmellik iyi hissettirse de, en önemli şey ondan sonrası olacaktır.