"Mustafa Hakkında Her Şey" Hakkında Birkaç Şey

Bir film üzerine uzun uzadıya düşünmek.

İtiraf etmem gereken birkaç şey var. Çok zaman almaz sanıyorum yazmak. Zaten zaman da sadece kötü şeyler olurken yavaş akıyor, üstünden geçince bazı bazı ne çabuk siliveriyoruz öylece, olmamış gibi. Peki siliyor muyuz sahiden? Benim ilk itirafım, silemiyorum sanırım. Ama konu bu değil. Yani daha doğrusu konu benimle ilgili değil.

Konu Mustafa hakkında bir şey. Peki benim itirafım ne mi olacak? Belki başka zaman. Konuşulması gereken başka şeyler var gibi hissediyorum. Bu filmi izlerken sindirdiğim bir şeyler mesela. Kendime bir yandaş buldum sevinciyle gizliden gizliye ağlarken o son sahneye, içimde bir huzur da birikti. Bu huzur belki de beni rahatsız etmeliydi. Bilemedim, kestiremedim. Konu buralarda bir yerlerde başka bir şekil almaya başlayınca ve ben işin içinden çıkamayınca biraz akışa bırakmaya çalıştım. Belki de itiraflardan daha önemlidir bunu yapabilmek. Ya da belki şu anda da biraz akışa bırakıp anda kalmaya ihtiyacımız vardır.

Daha açık bir deyişle bazen kafandakileri bir mezara gömmen gerekir ki diri diri o mezara girmeyesin. Eğer çoktan o mezara girdiysen de olduğun toprağı özümsemelisin. Ha eğer yalnızca ışığın kapandıysa o karanlığın içinde kaybolmamak için olduğun yeri hissetmelisindir. Ayakların çoktan yerden kesildiyse sürüklendiğin boşluğun tadını çıkarmalısındır belki de.

Bu film bana birkaç itiraf ve bolca soru bıraktı. Ve bir de kuytu köşelere sakladığım, ihtiyacım oldukça çıkarıp okuduğum uzunca bir tirat. Ben bu yazı için bir itirafta daha bulunup bu tiratı sizinle paylaşıyorum. Umarım birilerinin içinde bir yerlere de bana dokunduğu kadar dokunur.

"Geçmişi kendim var ettim ben oğlum, bazen olan şeyleri değiştirirsin hatırandan olmamış gibi davranırsın. Bir çocuktun ne yaptığını bilmiyordun belki de. Ben bir yolunu buldum senelerce, yok saydım, görmedim, bilmedim.

Olmazlandım yok saydım bazı şeyleri.

Aklımı kaçırmamak için aklımı çıkarıp attım bir yere.

Tek çare buydu o zaman. Düşünmedim. Nefret ettim mi senden? Bilmem, düşünmedim.

Şimdi bana sorsan desen ki ben kimim? Oğlumsun derim. Günahıyla sevabıyla.

Taş kesti her yanım.

Avuttum kendimi.

Başka yolu yok. İnsan dersin geçer gider. Başka yolu yok.

Unutma geçmiş sen nasıl hatırlamak istiyorsan öyledir bazen."