“Nafile”

Barış Bıçakçı'nın Romanı Sinek Isırıklarının Müellifi Üzerine Yüz Buruşturan Bir İnceleme.

Öncelikle şunu söylemeliyim: Kitabı hiç sevmedim. Hiç hem de. Normalde her romanın vermek istediği bir alt mesaj olur ya da (bir kitap serisi değilse) olaylar bir yere bağlanır, çözümlemelere ulaşırız. Fakat bu kitapta, Sinek Isırıklarının Müellifi kitabında göremiyoruz.

Kitap ve Cemil “nafile” kelimesini çağrıştırıyor bana. Özellikle Cemil karakterinin inşasının da nafile bir çaba olduğunu düşünüyorum. Cemil yazar olmaya çalışan ve kitabını bir yayınevine değerlendirmeye vermiş bir karakter. Hatta yazar olmaya çalışan karakterin güzel bir roman konusu olabileceğini ve bir gün böyle bir roman yayınlatabileceğini düşünüyor. Burada da yazarın kendisine güzel bir gönderme var. Evli olduğunu ve babasını kaybettiğini kitabın başlarında öğreniyoruz. 

Şimdi kitabı niye beğenmediğime gelelim. Cinsellik hayatın doğal olgusu değil mi, hayatın her alanında bu olgu var ve bir romanda bahsedilmesi normal. Yalnız Cemil karakteri bu cinselliğe çok alakasız yerlerde başvuruyor, bu çok sinir bozucu. Babasını kaybettiğinde Nazlı ile ilk defa karşılaştığında düşündüğü tek şey Nazlı’nın büyük memeleri oluyor? Ya da komşu çocuğunun kız arkadaşıyla tanıştığında kasıklarındaki ıslaklığın nasıl olacağını hayal ediyor. (Pedofili alarmı) Edebiyat konuşurlarken hem de. Editör ile kendi kendine konuşurken bile araya cinsellik katıyor. Kendini “harem kurmak” ile ilgili isteği olduğu için suçladığı hâlde bir sürü çıplak kadın tarafından çevrelenmiş olarak hayal ediyor. 

Diyorum ya, babasının ölümünü ve genç yaşta annesini kaybetmesini atlatmaya ve hayatına devam etmeye çalışıyor ama nafile. Söyleyecek şeyleri olduğunu düşünüyor ve bir roman yayınlatmak istiyor ama nafile. Nazlı’yı çok sevdiğini ve onu mutlu etmesi gerektiğini düşünüyor ama nafile. Hatta Nazlı ile hemfikir oldukları bir konu var, ikisi de tekrar âşık olmak istiyor. Birbirilerine tekrar âşık olmak yerine boş boş aşkı beklemekle geçiriyorlar ve sonuç yine nafile. İkisi de aşkı bulamıyor.

Arkadaşlarıyla eskisi gibi bir iletişim kurmak, gençliklerindeki gibi hırs ve özveri ile dolmak istiyor ama nafile.

Genel olarak nafile bir çaba içerisinde. Bunu yazar için de söyleyebilirim. Parça parça verilmiş şeyleri bir araya getirdiğimde bile benim için bir anlam ifade etmedi, nafile bir çaba olarak görüyorum. Editör ile olan konuşmalarında kitabına biraz “yüksek” edebiyat katmak istemiş ama bunun da bayağı bir çaba olduğunu ve çok başaramadığını söylemeden geçemeyeceğim.

Cemil klasik bir erkek, bir şeyler bildiğini sanıyor, kendini diğer insanlardan biraz üstün görüyor ve konuyu evirip çevirip cinselliğe getiriyor. Cemil’e sıkıcı hayatında bol bol sevişmeli bir dünya diliyorum ama vaktimi çaldığı için onu hiç affetmeyeceğim. Lütfen artık böyle romanlar yazmak, gerçek karakterleri yazıyoruz diye her türlü iğrençliği kaleme almak utanç verici kabul edilsin. Zorunda kalmasaydım tercih edeceğim bir kitap değil, Cemil gibi bir erkek değilseniz okumanızı tavsiye etmiyorum.