Natüral Bi' Nefes: Natüralizm ve Ibsen'in "Nora" Oyunu İncelemesi
Nora: Bir Bebek Evi eserini natüralizmle okumak: İbsen'in toplumsal gözlemlerinin Nora karakteriyle feminist bakış açısıyla taçlandırılması.
Edebi terimlerin tasviri, bence çoğu zaman birbiriyle ilişkili. Öyle anımsıyorum ki, Klasisizm, Romantizm ve Realizm; bu 3 ana akım diğerlerini oluşturur. Benim incelemek istediğim akım olan Natüralizm de, bence bu üç ana akımın göbek taşıdır. Ben natüralizmi abartılmış realizm olarak yorumluyorum. Natüralizm, realizmin gerçekçi yaklaşımının ötesinde, daha deterministik, karamsar, dürtüsel, ayrıntılı bir biçimde beliriyor bence. Ben natüralizmi fazla ampirik ve o kadar da gözleme, deneye dayalı olarak yorumlamıyorum birçoğunun aksine: Biyolojik ve çevresel, noktalara oldukça değinse de, bence natüralizm realizme göre daha naif, daha hassas. İçerli bir arabesk gibi sanki. Öyle ki, natüralizmin babası olarak sıfatlandırdığım, çok sevdiğim natüralist yazar Emile Zola, şunu söylemişti Germinal’de, hiç unutamıyorum: "Mumu söndür, düşüncelerimin rengini görmeye ihtiyacım yok."
Bu bağlamda, çok sevdiğim Henrik İbsen’in Nora: Bebek Evi eserini, natüralizm ışığında incelemek istiyorum. Bu eserde, bireyin varoluşsallığını, aynı zamanda toplumun ve sosyolojinin de ontolojisini görüyoruz, psikolojik ve çevresel faktörleri, insan doğasındaki çatırdamayı ve çatışmayı seziyoruz, bunların hepsi Natüralizmin getirileri. Ibsen doğa bilimlerinden etkilenerek sosyolojik bir gözlemi eserlerine aktarmakta. Fakat, Nora: Bir Bebek Evi, natüralizmle birkaç noktada değişkenlik gösterebilmekte. Natüralizm genellikle daha deterministik bir bakış açısı sunup bireylerin davranışlarının tamamen çevresel ve biyolojik faktörler tarafından belirlendiğini savunurken; Ibsen, karakterlerin özgür iradeleri ve bilinçli seçimleriyle de ilgilenir. Nora'nın sonunda evi terk etmesi, onun bir tür özgür irade ve kendi kimliğini keşfetme yolculuğunun simgesidir bu yüzden. Bu, bir anlamda natüralizmin daha karamsar ve belirleyici perspektifinden bir sapma gösterir. Çünkü Nora'nın eylemi, toplumsal baskılara karşı bir direnç ve bireysel özgürlük arayışıdır. Fakat Nora’nın geçirdiği deneyimleri, feminist açıdan da inceliyor olduğum bu eserdeki içsel yolculuğu yalnızca bir toplumsal başkaldırı, feminist eylem değildir. Natüralizmi de içinde barındıran dünyanın salt, karanlık, tipik ve çirkin yüzünün de bir örneğidir.
Henrik Ibsen'in yarattığı bu fevkalade kurmacada natüralizmin etkilerini taşıyan bireyi toplumsal koşullar, çevresel faktörler ve psikolojik çatışmalar bağlamında derinlemesine inceleyen bir ontolojik biçem gözlemliyoruz. Ancak, pektabii hemen hemen her eserde olduğu gibi Ibsen'in karakterlerinin ve olaylarının evrimini de yalnızca natüralist bir bakış açısıyla açıklayamayız. Bebek Evi, bireysel özgürlük, kimlik arayışı ve toplumsal normlara karşı direniş gibi temaları da işlemektedir. Bu da onun natüralizmle ilişkili olmasının ötesinde, daha geniş bir toplumsal eleştiriyi ve bireysel özgürlük arayışını ifade eder. Varoluşçuluk ve feminizmi de natüralism ile beraber seçmekteyim bu hususta. Belki de bu sebeple Ibsen’in bu eserine seçtim, natüralizmi balina karnı arketipine oldukça benzetiyorum.
Son olarak, natüralizm ile ilişkili olarak bireylerin toplumsal baskılar, ekonomik durumlar ve psikolojik çatışmalar çerçevesinde nasıl şekillendiğini gösteren güçlü bir drama örneğidir Nora. Oyun, Nora'nın kendini keşfetme süreci üzerinden toplumsal normlara, aile içindeki rollere ve bireysel özgürlüğe dair derin bir eleştiri yapar. Ibsen, karakterlerinin eylemleri ve içsel çatışmaları üzerinden natüralizmin insan davranışlarını çevresel ve toplumsal faktörlerle açıklama amacını güderken, aynı zamanda bireyin özgürlüğünü ve iradesini de vurgular. Böylelikle, Ana karakterimiz Nora’nın, ataerkil bir ontoloji zemininde nasıl durduğunu evlilik, toplumsal baskı, hiyerarşi gibi normlarla açıklıyor oyun, oradan sonra da, bizi Nora’nın özgürleşip kendi varoluşunu keşfetmesine aktarıyor oyunun sonunda ve derin bir nefes alıyoruz. Natüral bir nefes!