Nazım Hikmet - Ceviz Ağacı
Kök salınan dünyada özgürlüğün aranışı.
“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda…”
Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı, bireyin varoluşsal yalnızlığı ile toplumsal baskı arasındaki gerilimi zarif bir metaforla ele alır. Ceviz ağacı, kökleriyle yere bağlı, dallarıyla gökyüzüne uzanan bir varlık olarak hem özgürlüğün hem de sınırlanmışlığın sembolüdür. Şairin, “Görüp görmemeniz beni ilgilendirmez” ifadesi, bireyin toplumda görünmez hale getirilmesine karşı bir direniş olarak okunabilir.
Gülhane Parkı gibi kamusal bir mekânda geçen bu metafor, bireyin hem toplumun ortasında hem de onun dışında hissettiği paradoksal durumu yansıtır. Şiirin katmanları, yalnızca bir insanın içsel mücadelesini değil aynı zamanda baskı altındaki bir sanatçının özgürlük arayışını da gözler önüne serer. Ceviz ağacı, bu nedenle, sessiz ama güçlü bir direnişi temsil eder; görünüşte hareketsizdir, ancak varlığıyla çevresine meydan okur.
Bu, yalnızca bir doğa betimlemesi değil; insanın kök saldığı dünyada özgürlüğünü arayışının zamansız bir hikâyesidir. Şiirin gücü, bu ikilikte saklıdır: hem bireysel hem de toplumsal bir özgürlük manifestosu.