Nazım İçin Nazım'a
"Umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşanmıyor."
Arkadaşım Günlük,
Sen hep kendini belli kalıpların içine sokmaya çalıştın. Doğruydun, yanlıştın ama asla sen değildin. Sen olmak için haykırdığında, etrafındaki binlercesini devirdin. Haykırmak, buradayım demek bir tokat gibi indi başkalarının suratına. Sen vardın, senin varlığınla yaşayamadılar.
Ailende kabul görmek, arkadaşlarınla gülmek, var olduğun ortamda ışık saçmak için başkalaştın; başkalaştıkça kendinden ayrı bir dünyaya ulaştın. Bir insanın var olabilmesi için, varlığı başkaları tarafından onaylanmalı mıydı hep? Yoksa bir insan kendine sıkı sıkı sarıldığında hissedebilir miydi varlığını? Bana kalırsa Günlük, kendine sarılmayı bilmen gerekti şu son günlerde. Kendi içindeki ve kafandaki davalar için savaşman, “Ben buradayım!” diye bağırman ve asla yılmaman. Yani kısaca “Nazımlaşman”. Nazımlaşmak başkalaşmak değil, kendinleşmek aslında. Aşkı için, dili için, düşüncesi için, vatanı için sağdan sola koşuşturan Nazım Hikmet; hayata ışık yakıveren, senin sana dönmene el uzatan en hakiki örnek.
Yalnız kalmaktan korktuğun için en dip kuyulara girecek olsan bile koşar adım gittin. Çünkü en berbat durumdan bile daha berbattı yalnızlık. Çünkü kendinle savaşmak, başkalarının seni mağlup etmesinden bile daha acıydı.
Bir ele, bir sese, bir bakışa ihtiyaç duydun hep. Seni küçük de görseler, seninle alay da etseler kendini kendince düşünmek istemedin. Sonra yok oldun, silindin bir kalem izinin defterden uçup gitmesi misali. Dokunamadın. Göremedin. Duyamadın. Yalnızlıktan korktuğun için çıktığın o yolda, seni yalnız bırakmayanlarla yapayalnız kaldın. Canın yandı, çok.
Ama kaybetmedin, kaybetmeyeceksin. Hayat hep küçük de olsa ışık yakar bir taraftan. Senin ışığın Nazım olacak. Umudun timsali, davasının adamı Nazım. Onu tanıyarak, anlayarak ve okuyarak barışmak isteyeceksin kendinle. Af dileyeceksin kendine ettiğin zalimlikten sebep kırılan kalbinden. Arındıracaksın başkalarının toz toprak ederek kirlettiği düşüncelerini. Tamir edeceksin ellere teslim ettiğin, senin yüz çevirdiğin, paçavra gibi kenara attığın ruhunu.
İyileşeceksin. Nazım’ın kendini iyileştirmek için ailesine, vatanına hasretini dindirmesine zaman kalamamış olsa bile sen kendini onun için iyileştireceksin.