Neden Bayan Değil? Neden Kadın?
Neden Feministler Bayan Diyince Kızıyor?
Bayan ve kadın kelimesi uzun süre boyunca Türkiye'de kullanımı tartışılan kelimeler. Feministler 'kadın demeniz gerekiyor' diyor, diğerleri de 'ne gerek var? Aynı şeyi kastediyoruz' diye karşılık veriyor ve bu tartışma git gide uzuyor.
Bazıları bayan kelimesi, bay kelimesinden türediği için hoşlanmıyorlar diyorlar ama bu da doğru değil. Öncelikle bu iki kelimenin internette olan anlamını sizlerle paylaşacağım.
Bayan kelimesi, 'kadın adlarının ya da soyadlarının başına getirilen, kişinin kadın olduğunu belirten bir san' anlamına geliyor. Yani bayan hitap etmek için kullanılan bir kelime hatta genellikle yabancı olan kadınlar için kullanılır. Türkçe'de hitap ederken çoğunlukla 'Ayşe Hanım' dersiniz, 'Bayan Artan' ya da 'Bayan Ayşe' değil.
Kadın kelimesi ise, 'erişkin dişi insan' anlamına gelir. Belirli bir cinsiyet grubundaki insanlarla ilgili konuşurken kullanılır.
Bu iki kelimenin anlamlarını ve kullanım amaçlarını öğrendiğimize göre şimdi asıl Türkiye'deki kullanım amacına ve neden feministleri sinirlendirdiğine gelebiliriz. Türkçe'de kadın kelimesinin ikinci anlamı 'evlenmiş ya da kızlığını yitirmiş dişi insan' demek ve insanlar genellikle kadın kelimesini bu şekilde kullanıyor. Mesela Türkiye'de 25 yaşındaki bekar bir kadın, 'genç kız' olarak da nitelendirilebilir çünkü kadın kelimesi bazı insanlar için 'cinsel ilişkiye girmiş dişi insan' demek. Bayan sözcüğü de bu durumu kamufle etmek için kullanılıyor. 27 yaşındaki bir kadın için 'sevişti mi? sevişmedi mi?' durumunu sorgulamamak için direkt 'bayan' diyor ve 'kadın' diye düzeltince de inatla 'bayan' demeye devam ediyorlar, sanki siz inatla cinsel hayatınızla ilgili detay vermek veriyormuşşunuz gibi. Tıpkı 'eşcinsel olmak doğuştan olmaz, bu bir tercihtir' diyen insanların inatla 'cinsel yönelim' hatta bazen 'cinsel kimlik' ifadesi yerine 'cinsel tercih' demesi gibi.
Bazen bu kadar dikkat etmeye ne gerek var diyen insanların 'Eeee Atatürk de onaylamış bayanın kullanımını. Neden bu kadar tribe giriyorsunuz?' dediğini görüyorum. Atatürk'ün bayan kelimesini kullanmayı onaylamasıyla ile ilgili durum da bir kadına hitap ederken bu 'bekaret' ayrımına göre hitap etmemek. Atatürk'e sorulan soru şu şekilde: "Kadınlara 'bayan' dediğimizde hem 'madam' hem de 'matmazel' mi olacak?" Matmazel'e ayrı hitap daha iyi olmaz mı?". Bu soruya cevabı ise şu şekildedir: "Belki haklısınız ama bir kadını evlilik öncesi ve sonrasında iki ayrı insan saymak bence çağ dışıdır."
İngilizler ise kendi hitap şekillerini artık evli olup olmamaya göre kullanıyor, bekarete göre değil. Boşandığınız anda size birisi 'Mrs.' diye hitap ediyorsa 'Please call me Miss.' diye düzeltebilirsiniz. En azından medyada kullanılan şekli şu an bu.
Toparlamak gerekirse sizi günlük hayatınızda 'bayan' ya da 'cinsel tercih' gibi ifadeleri kullandığınızda bu ifadelerinizi düzelten insanlara kulak vermenizi öneririm. İnsanlar hemcinsinden hoşlandığı için ya da kendini ait olmadığı cinsiyette hissettiği için gerek toplum yüzünden gerek kendini keşfederken yeterince zorluk çekiyor. Bir de karşınızdaki insanların 'bunu sen tercih ettin, şimdi düzel' diyip utanmadan sizi aşağıladığını, yargıladığını düşünün veya kadın olmayı tamamen bekaret kelimesiyle bağdaştıran insanlar olduğunu düşünüp hareket edin ve bu yüzden cinsiyetinizin adının bile söylenmediğini hatta bir nevi sansürlendiğini düşünün. Sinirlenmez miydiniz? Agnès Varda' nın sözüyle Typelish'deki ilk yazımı sonlandırmak istiyorum.
"Neşeli bir feminist olmayı denedim, fakat çok öfkeliydim."