Nietzsche Ağladığında ve İnsanın Anlam Arayışı Kitaplarına Yakından Bakmak

Bizi öldürmeyen acı güçlendirir mi? Yaşamın anlamı mutluluk mudur?

Bu iki kitap birbirinden güzel ve anlamlı içerikleri barındırıyor. Hayata bakış açımız, hayata dair ümitlerimiz ve anlam arama çabamızın hangi psikolojik temellere dayandığını bu satırlarda görebiliyoruz. İnsan, varoluşundan bu yana sürekli savaşlar ve mücadeleler vermiştir. Bu mücadelelerin çoğu hayatta kalmak için gibi görünse bile ardında başka sebepleri de barındırmıştır. Zira yaşamı keşfetmeye çalıştıkça güçlü olmanın, mutluluğa varmanın ve güzel olana ulaşmanın ne kadar değerli olduğunu düşünmeye başlayan insanlar için ''yaşam'' kelimesi doğup büyüyüp ölmek sıralamasından ibaret olmaktan çıkmıştır. Tam burada günümüzde ihtirasların konuştuğu noktaya geldiğimizde, hayatı yaşama şeklimize ve anlam arayışımıza ışık tutmamız gerekiyor.

Spoiler olmaksızın kritik alıntılarımıza bir göz atalım:

Nietzsche Ağladığında:

''Ümit mi? Ümit en son kötülüktür!'' Nietzsche adeta haykırmıştı. ''İnsanca, Pek İnsanca adlı kitabımda ileri sürdüğüm gibi, Pandora'nın kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Ümit. O zamandan beri, yanlışlıkla kutuyu ve içindeki ümidi iyi şans olarak yorumladık. Fakat Zeus'un arzusunun, insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.''

''Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun çalkantıları ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; o, ruhu kaplayan deridir.''

''Bu yorum sizi şaşırttı mı? Belki de en sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz. Ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz: Siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil!''

İnsanın Anlam Arayışı:

''Frankl, Nietzsche'den şu alıntıyı severek kullanır: Yaşamak için bir nedeni olan insan her türlü nasıla katlanabilir.''

''Tüm bunlardan dünyada iki insan ırkı olduğu sonucuna varabiliriz. Sadece iki: Düzgün insanların oluşturduğu ırk ve ahlaksızların ırkı. İkisi de her yerdeydi, toplumdaki tüm gruplara sızmış haldelerdi. Hiçbir grup tamamen düzgün ya da tamamen ahlaksız insanlardan oluşmuyordu.''

''Önemli olan ise koşullardan özgürleşme değil, koşullara karşı bir duruş alabilmektir.''

''İnsanın mutlu olmak için bir nedeni olmalıdır ancak neden bulunduğunda insan otomatik olarak mutlu olur. Gördüğümüz gibi insan mutluluk peşinde değil, daha ziyade verili bir durumun barındırdığı potansiyeli gerçekleştirerek mutlu olacak bir nedenin peşindedir.''

Hayata bakış açınızı şekillendirecek bu harika kitapları okumanızı önemle tavsiye ediyorum. Zira buradaki verilerden çok daha fazlasını bulmak mümkün.