NOCTURNE: Hırs ve Eksikliklerin Hikayesi

Şimdi karşınızda, kısaca bahsedeceğim ve çok derinlemesine olmasa da kimseyi merakta bırakmayacağım, Amazon Prime orijinal hikayesi Nocturne. Çok başarılı ve sevilen keman virtüözü hanımefendinin intihar etmesi ile uğursuz ve şeytani olayları tetiklemesi sonucu iki kız kardeşin başına gelenleri anlatmakta. Başrol 'evil' karakterimiz Sydney Sweeney'in oynadığı Juliet karakteri.

Kendisinin ondan daha başarılı olan kız kardeşi (Vivian) ile çekişmesini anlatan bu yapım, sadece Juliet karakterinin hırslarına ve başarı takıntısına odaklanmış olsa da Vivian karakterinin de kusurları seyirciye az da olsa anlatılmakta.

İkiz kız kardeşlerin hikayesi küçük yaşta aldıkları müzik eğitimi ile başlıyor ve devamında piyano çalmak ikisi içinde çok önemli bir yere sahip oluyor. Sanat okulunda yine hiç ayrılmadan eğitimlerine devam ediyorlar. Müzikal başarı kız kardeşler için o kadar önemli ki sessiz de olsa tırnaklarını birbirlerine geçirmek için fırsat kolluyorlar. En sonunda Juliet bu fırsatı elde etmeyi başarıyor.

İlerleyen sahnelerde karakterimiz Juliet'in içsel yolculuğu son derece tekinsiz ve karanlık bir hal alıyor. Kız kardeşi Vivian'ın elinden yavaş yavaş her şeyini almakla yetinmiyor bir de kolunun kırılmasına sebep olup piyano çalamayacak hale getiriyor. Tabii ki bunlar Vivian'ın filmin sonlarına doğru her şeyini kaybetmişken ortaya attığı iddialar. Juliet hayatta her zaman geri planda kalmış ve ablasının başarılarının gölgesinde yaşamış yedek olarak görülen ana karakterimiz. İlerleyen dakikalarda Vivian karakteri de bunu sık sık kardeşi Juliet'e hissettiriyor. Kendisinin de zorba olduğunu kabul edeceğimiz ufak tefek misillemeleri de filmde mevcut. Gelgelelim Juliet'in ana karakter olmak için verdiği hırslı mücadeleye.

Filmde dakika dakika kontrolünü kaybediyor ama ön plana çıkmayı başarıyor. Juliete için nihai hedef en iyi müzik okulundan birine giriş bileti bulmak. Kardeşi ise hali hazırda bu okula kabul edilmiş durumda. Aynı okulda çok başarılı olan başka bir öğrencinin intiharı ile başlayan serüven Juliet'in de aynı yolda onun adımları ile ilerlemesine katkı sağlayacak ve yeri gelecek şeytanla iş birliği için masaya oturacak. Hırsı, önce içinde bir şeyleri parçalayıp zamanla daha kayıtsız olmasına ve aslında yapamayacağı hamleleri, gözleri zafer güneşinin ışıklarıyla kör olmuş şekilde, bir nefeste yapmasına sebep oluyor. Daha sonra etrafındaki herkesi yavaş yavaş kaybediyor ve onların gözünden hızla düşüyor. O, bu gerilimi yüksek olaylar silsilesini yaşarken uzun zamandır hırsın ne olduğun unutan bu garip seyircilerin aklına Gandhi'nin o meşhur sözü geliyordur. "Dünyayı değiştirmek istiyorsan ilk önce kendinden başla." Kötülüğünü yaymak istiyorsan ilk başta kendi içinde yozlaş.