Nostalji: Ertem Eğilmez'in Arabesk Filmi
'DURUN!!! Bu nikah kıyılamaz. Çünkü siz KARDEŞSİNİZ!!!'
Arabesk kültürünün ülkemizde ne kadar yer kapladığı hepimizin malumudur sanırım. Halen daha bu kültürün yansımalarını bir çok alanda görüyoruz. Saniyeleşmenin ve köyden kente göçün doğurduğu arabesk kültürü, Türkiye'de her alana yayılmayı başarmış zamanında.
Türk sineması da tabii bu arabesk kültüründen etkilenmiş, hatta bir dönemi resmen domine etmiş. Dönemin arabesk müzik yapan sanatçıları da birer birer sinema filmi çekmeye başlamış ve büyük gişe yaparak sektöre güzel paralar kazandırmış.
Ve tabii her zaman olduğu gibi suyunu çıkarana kadar bu filmler çekilmiş ama bir yerde soyu tükenmiş.
1970'lerin başında Orhan Gencabay'ın 'Bir Teselli Ver' filmi bu furyanın başlangıcı olarak ele alabiliriz. Gencebay'ın ardından Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Ümit Besen gibi isimler de bu treni kaçırmamış, Öyle büyük bir sektör haline geliyor ki arabesk filmler, o dönemdeki filmlerin üçte birini oluşturuyor. Seks filmlerinden sonra en çok izlenen tür oluyor bu filmler. Hele bir de 79 yılında seks filmlerine gelen yasak ile birlikte bu filmler resmen ikinci kez şaha kalkıyor.
Her şeyin bir sonu var, evet. Ama bu tür filmler neredeyse 20 yıl Türk Sineması'nın en çok izlenen filmleri oldu.
O dönemlerde, özellikle de 80'lerin sonlarında haklı ağır eleştirilere maruz kalarak yitip gittiler belki de. Sinema eleştirmenleri, hepsi birbirine benzeyen senaryoları, filmin üçte birinin müzik ile geçmesi ve sinemaya herhangi bir katkıları bulunmadığından sürekli olarak köşelerinde eleştiri yağmuruna tutmuş. Ama halk seviyor, ne yapsın bu insanlar?
Ama öyle bir film var ki resmen bu arabesk film furyasına en ağır eleştiriyi yapmış ve noktayı koymuş. Ertem Eğilmez'in son filmi ARABESK (1988).
Başrollerini Müjde Ar, Şener Şen, Uğur Yücel ve Necati Bilgiç gibi usta oyuncuların üstlendiği film, arabesk kültürüne en büyük darbeyi mizah yoluyla vurdu diyebiliriz. O zamana kadar çekilmiş arabesk filmlerinde olan klişilerin tamamına yakınını, mizahi bir filmde toplamayı nasıl başardılar ve hikayeye nasıl yedirdiler bazen inanamıyorum. Film ironik olarak o zamana kadar çekilen arabesk filmlerin kırdığı hasılat rekorunu kırarak, ülkenin en çok gişe yapan filmi olmayı da başarmış.
Filmdeki klişeler:
1-) Zengin kız, fakir oğlan.
2-) Babası onu başka biriyle evlendirmek istediği için İstanbul'a kaçan kadın.
3-) Erkek karakter sevdiği kızı alamayınca köyü terk eder ve İstanbul'da keşfedilip çok zengin olur.
4-) Olmazsa olmaz salt kötü adam.
5-) Mafyatik gazinocular kralı.
6-) Pek tabii bolca arabesk şarkı.
7-) Başrollerden biri hasta olur ve 'karışan' tahliller yüzünden öleceğini düşünür.
8-) Başrollerden birinin kör olması.
9-) Benim kişisel olarak da favorim, doruk noktasının vazgeçilmezi nikah masası sahnesi.
'DURUN!!! Bu nikah kıyılamaz. Çünkü siz KARDEŞSİNİZ!!!'
Şu ana kadar anlattıklarımdan filmin konusu hakkında bir fikriniz oluştuğunu varsayıyorum. Ama yine de filmin konusunu aşağıya bırakıyorum.
Müjde ile Şener çocukluklarından beri birbirini seven iki âşıktır. Müjde'nin babasının bir oyunu üzerine ayrılırlar. Birbirlerinden habersiz İstanbul'a gelen iki âşıktan önce Şener'in, sonra da Müjde'nin yolları Gazinocular Kralı ile kesişir. Müjde ile Şener, farklı zamanlarda birbirlerine kavuşurlar. Ancak çocukluklarından beri yakalarını bırakmayan Kaya, her zaman engel olur. Gazinocular Kralı'nın da Müjde’ye tutkusu, durumu içinden çıkılmaz bir hâle getirir. Daha sonra pişman olan Gazinocular Kralı, ikilinin evlenmeleri için yardımcı olur. Fakat Kaya, Şener ve Müjde’nin kavuşmasını ölümlerinden sonra dahi engellemeye çalışacaktır.