Nostaljiye Olan Doyumsuzluk Film Tercihlerimizi Nasıl Etkiliyor?
Nostalji, film tercihlerimizi nasıl şekillendiriyor? Dijital sinema çağı, bu özlemi farkında olmadan nasıl pekiştiriyor?
Nostalji
Nostalji veya diğer adlarıyla gündedün ve geçmişseverlik, köken olarak Yunanca eve dönüş (nostos) ve acı (algos) kelimelerinin birleşmesinden meydana geliyor. Geçmişe duyulan özlem ve geleceğe karşı hissedilen korku, bizleri nostaljiye itiyor. Modern dünyanın getirdiği belirsizlik ve köksüzlük duygusu nostaljik eğilimlerimizi artırıyor. (Hatipoğlu & Ünal, 2024).
Ama en önemlisi de nostalji, çoğu zaman yaşamadığımız bir dönem için oluşuyor. Bunun için özel bir kelime bile var: Anemoia. Hiç yaşanmamış bir zamana duyulan özlem anlamına gelen anemoia, kişilerin bir yere ait olduğunu hissetme ihtiyacından ve içinde bulunulan zamanın belirsizliğinden doğan bir nostalji türü olarak tanımlanıyor.
Nostalji ve Anemoia, Film Tercihlerimizi Nasıl Etkiliyor?
Eski yapım filmler ve diziler, bizlere zamanının sorunlarını bilmediğimiz birer “güvenli alan” sunuyor. Modern dünyadan bir kaçış bileti sunan bu yapımlar, sosyal medyada zaman zaman popülerleşerek bize neyi kaybettiğimizi hatırlatıyor: Samimi filmler.
Son yıllarda çekilen filmlerin eski yapımlar kadar samimi hissettirmemesinin önemli bir sebebi var. Sinema dünyası dijital kameralara geçtiğinde, daha gerçekçi yapımlar hedeflendi ve bu durum zamanla filmlerin kendine ait atmosferini kaybetmesine neden oldu. Özellikle birçok eski romantik komedi filmi hâlâ kült kabul edilirken, yeni filmler izleyiciler tarafından beğenilmiyor ya da akılda kalıcı olarak görülmüyor. Bunun temel nedenlerinden biri, “gerçekçi” olmaya çalışan dijital sinemanın eserleri eskiye kıyasla soğuk bir atmosfere sahip oluyor ve bu, izleyiciye ihtiyacı olanı vermiyor.
Analog kameralar ile çekilen eski filmler ise gerek ışıklandırma gerek küçük hatalar sayesinde olsun, kendine özgü bir atmosfer yaratıyor ve izleyicinin yapımla daha kolay bağ kurmasını sağlıyor. İzleyiciler, eski yapımlarda geçen zamana özeniyor ve içinde bulundukları dönemin sorunlarından bir kaçış buluyor. Bu nostaljik kaçış, dijital sinemanın sunduğundan daha güçlü bir etki yaratıyor çünkü izleyici, steril ve soğuk bir gerçeklik görmek istemiyor. Bu durum, izlediğimiz filmleri defalarca tekrar izlememize ve hiç izlemediğimiz eski yapımlara yönelmemize sebep oluyor.
Nostalji, bizi belirli filmlere yönlendirirken, dijital sinema çağı farkında olmadan bu eğilimi pekiştiriyor.
Bu Yazıya İlham Olan Kaynaklar:
- Lev Manovich, The Language of New Media
- Bazin, A. (1967). What is Cinema?
- Patrick Tomasso, “Why Don't Movies Look Like Movies Anymore?”, YouTube, 7 Şubat 2025