"O Kız" Olmak

Son iki yıldır hayatımıza giren “estetik yaşam” ve hayatı “romantize etmek” kavramları zaten yeterince zor olan hayatlarımızı gittikçe zorlaştırdı. Teknolojiyle nefes alıp verdiğimiz yeni dünyada herkesin hayattan aldığı zevk oranı gitgide düşmeye başladı. Sosyal medya ise buna acilen bir çare bulmakta gecikmedi. İnsanları hayatı daha çok sevebileceklerine inanadırdı. Ancak bir koşulla: estetik yaşayarak. İlk başlarda çoğu kişi olayı anlayamadı. Bazı sosyal medya fenomenleri görsel olarak herkesin ilgisini çeken kıyafetler giyiyor, evlerini belirli bir tarza göre dekore ediyorlardı. Ama hayatı sevme koşulunuz burada karşılık bulmuyordu. Önemli olan bunu sosyal medyaya nasıl lanse ettiğinizdi. Kaliteli bir kamera ile insanların “kıskanacağı” şekilde hayatınızı paylaşırsanız estetik yaşadığınıza inanılıyordu. 

Estetik yaşam tarzı oluştuktan sonra bir sonraki evreye geçtik: her şeyi romantize etmek. Romantize etmek kavramı uzunca bir süre tartışıldı. Nasıl olacaktı ki bu iş? Tam olarak şöyle olacaktı: her andan estetik bir görüntü yaratarak. Çok mu mutlusunuz? Hemen bu anı romantize edip sonsuza kadar anı kutunuzda saklamalısınız. Yani estetik bir fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşın. Ağlıyor musunuz? Aslında ağlarken pek güzel görünüyorsunuz. Bunun da estetik bir fotoğrafını çekin ve sosyal medyanızda paylaşın. Ağlamanın acınası bir durum olmadığını kendinizi acındırarak göstermeye çalışın.

Estetik yaşam ve hayatı romantize etmek kavramları bizi hayatı gerçekten kavramaktan, o anı yaaşaayavbilmekten uzaklaştırıyor. Anı yaşamak yerine, o anı nasıl fotoğraflarsak güzel duracağını düşünüyoruz. Bırakalım bu romantize etme ayaklarını ve gerçekten anı yaşayıp fazla düşünmeyerek yolumuza devam edelim. Estetik yaşam kendiliğinden, romantize etmek içimizden gelecektir o zaman.