Ohm ile Hayata Topraklanmak
Sadece Hinduizm ve yoga felsefesinin değil tüm evrenin köklerinde olan bir ses.
Yoga matlarının üzerinde şekilden şekle girerek yaptığımız, aslında dışarıdan bakınca oldukça garip görünen her hareket gün içerisindeki şekilden şekle girerek verdiğimiz mücadelenin bir tasvirinden ibaret. Her sıçrayış, her sakatlık, her iniş ve çıkış... Hayatımız boyunca tüm bu koşuşturmacanın içerisinde zinde kalma sanatıdır yoga ve felsefesinin temelinde de tek bir kutsal kelime: Ohm.
Ohm, söylenişi gereği tek bir heceden oluşuyormuş gibi görünse de aslında üç farklı parçadan bütünü oluşturmaktadır: A,U ve M.
''A'' sesi her şeyin başlangıcı olan yaratılışı ve o yaratım gücünü temsil eder. ''U'' sesinde yaratılanların yeryüzündeki tezahürünü görmekteyiz. ''M'' sesi ise yok oluştur. Doğum, yaşam ve ölümün oluşturduğu o sonsuz döngünün kabaca bir tasvirinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla tek bir sesin tüm hayatımızı barındırdığını ve tüm evrene içkin olduğunu görmemiz mümkün. Ayrıca Ohm, Hinduizm öğretilerini aktaran kutsal metinlerde de ilk ses olarak kabul edilir.
Tüm ruhumuza işlemiş olan bu ebedi sesin fiziksel sembolünü çözümlemeye çalıştığımızda ise birtakım eğriler, bir yarım daire ve nokta görmekteyiz. Bu sembolün bütün olayı aslında bilinçtir. Sol alttaki eğriden başlayacak olursak işte tam da burası saf bilinci yani uyanıklığı temsil eder. Onun hemen üstündeki eğri ise zıddını yani bilinçsizlik halini temsil eder. Bu iki eğrinin ortasından doğan eğri ise halk arasında ''uyku ile uyanıklık arası'' diye söz ettiğimiz rüya halini tasvir eder. Üstteki yarım daire ''maya hali'' yani bir çeşit yanılsamayı temsil eder ve ruhsal gelişimin önündeki engellerden biridir. Son olarak tepedeki nokta ise ''mutlak boyut'' yani bilincin en yüksek halidir. Var oluşumuzu iliklerimize kadar hissettiğimiz o andaki nihai doyumu tattırır.
Topraklanma kısmına geldiğimizde ise yolumuzu aydınlatacak ve köklenmeyi sağlayacak olan toprak elementidir. Toprak, sabitliktir ve sınırları zorlayacak derecede bir sabır ister. Çünkü dallarımızdan yeşerebilmek için Güneş'in doğuşunu veya yağmurun yağışını beklemek zorundayızdır. Evrendeki bu mükemmel rutine uyum sağlayabilmek ciddi bir emek ister. Tüm bu kargaşada ayakta kalabildiğimiz ve nereden gelip nereye gittiğimizin bilincinde olduğumuz sürece dengeyi buluruz. Dolayısıyla bu da demek oluyor ki ancak Ohm ile köklere indikçe köklenebiliriz.