Okuduğunuz Kitabı Yaşamak: Omniscient Reader's Viewpoint

ORV manhwasının tanıtımı.

ORV'nin romanı çoktan sona kavuşmuşken manhwasının ona yetişmesini bekliyoruz diyebiliriz. Peki ya bu manhwa gerçekten okumaya ve uzun bir yolculuğun içine adım atmaya değer mi?

Omniscient Reader's Viewpoint, Türkçesiyle Her Şeyi Bilen Okuyunun Bakış Açısı, Sing Shong tarafından yazılmış bir Güney Kore web romanıdır. İlk olarak 6 Ocak 2018'de Munpia platformunda yayınlandı ve 2 Şubat 2020'de sona erdi. Naver Webtoon, 2020'de Kore versiyonu için Redice Studio ve İngilizce versiyonu için Line Webtoon tarafından oluşturulan devam eden bir webtoon uyarlamasını yayınladı.

ORV'nin romanı çoktan sona kavuşmuşken manhwasının ona yetişmesini bekliyoruz diyebiliriz. 

Kim Dokja, üçüncü sınıf kırsal bir üniversiteden mezun olmuş, büyük bir şirketin taşeron firmasında sözleşmeli işçi olarak çalışmaktadır. En büyük hobisi işten eve dönme yolunda internet romanı okumaktır ama birinci bölümde işten çıktıktan sonra metroda en sevdiği romanın son bölümünü okuyan Dokja, metroda şirketin en popüler kadını olan Yoo Sangah ile karşılaşıyor ve Yoo Sangah ona ne okuduğunu sorduğunda Dokja "Düşüşten Sonra Dünya" cevabını veriyor ki bu roman da şu an manhwa olarak çizilmiş olup okunmayı beklemektedir. Konuya dönecek olursak eğer, metro ilerlerken Dokja bugünün diğerlerinden farklı bir gün olduğunu söylüyor ve onun telefon ekranını gördüğümüz zaman iki tane kitap gözümüze çarpıyor. Bu arada Dokja korece de "okuyucu" anlamına geliyor.

Bunlardan biri, Düşüşten Sonraki Dünya. Dokja'nın ekranında bu kitabın yüz altmış dokuz bölümü ve yazarının Sing-Shong olduğunu görüyoruz.

Kitaplardan diğeri de Harap Olmuş Dünyada Hayatta Kalmanın Üç Yolu. Bu kitapta toplam üç bin yüz kırk dokuz bölüm ve TSL123 tarafından yazılmış. Dokja bu kitabı on yılı aşkın bir süredir okuduğunu söylüyor, bu fantastik kitap bugün sona ermiştir ve Dokja kısaca bu kitabın onun için ne ifade ettiğini anlatıyor. Bu romanı ortaokul üçüncü sınıftan beri okuduğunu, okulda zorbalığa uğradığında, giriş sınavlarında başarısız olup üçüncü derece kırsal bir üniversiteye gittiğinde, askerde kısa çubuğu çekip ön saflara yollandığında ve büyük bir şirketin taşeron firmasında sözleşmeli işçi olarak girdiğinde bile okuduğunu söylüyor. Bu hikâyenin sonunda hissettiği boşluk hissi ve sonucuna tanık olmaktan duyduğu memnuniyetin onun için paha biçilemez olduğunu ve bugün Hayatta Kalmanın Yolları'nın epilogunun yayınlanacağı anlatıyor.

Dokja'yı çok iyi anlıyorum, ne zaman uzun ve beni gerçekten etkileyen bir seri okusam ve okuduğum bu seri gerçekten kötü hissettiğim bir zamanda benim iyi hissetmemi sağlarsa o seriyi ya da romanı uzun süre unutamıyorum. Ne zaman kötü hissetsem elim o romana gidiyor ve kendimi iyi hissedene kadar okuyorum bir nevi benim güvenli yerim, alanım hâline geliyor.

Bu romanı gençlik döneminden yetişkinliğine kadar on yılı aşkın süredir okuduğunu düşünürsek eğer Dokja için çok daha fazla şey ifade ettiğini düşünmek yanlış olmaz. Üstelik bu yazarın bölüm başı ortalama 1 görüntülenmeye sahip üç bin bölümlük bir romanı on yılı aşkın sürate yazmaya vakit harcadığını düşününce, âdeta yazar sırf o okusun diye yazmış dahi olabildiğini düşünüyor Dokja, bu düşüncesinde haklı da. 

Metro ilerlemeye devam ederken Dokja aklından şu şekilde bir düşünce geçiriyor: "Eğer fantastik bir dünyada olsaydım, ben de bir ana karakter olabilir miydim?" 

Tam bu sırada Hayatta Kalmanın Yolları'nın yazarı "TLS123" ona teşekkürlerini ileten bir mesaj yolluyor. Onun sayesinde bu romanı sonuna kadar tamamlayabildiğini ve bir yarışma bile kazandığını, bugünden itibaren para kazanmaya başlayacağını ve minnettarlığının göstergesi olarak ondan mail adresini istiyor. Yazar özel olarak ona romanın dosyasını gönderiyor ve akşam yedi itibariyle bu romanın ücretli hâle geleceğini söylüyor. 

Bu mail Dokja'ya geldiğinde saat altıyı elli beşi gösteriyordu. Sonrasında ise metro duruyor ve ana senaryo başlıyordu. Birinci bölüm işte böyle bitiyor ve bir efsanenin doğuşuna şahit oluyoruz. 

İkinci bölümü ise bizi romanın sonuna kadar yalnız bırakmayacak olan Dokkaebi ile açıyor ve onun kısaca sistemin, senaryoların nasıl olduğunu anlatmasını okuyoruz. Dokja ise bu tanıdık sahneyi hemen fark ediyor ve her ne kadar içinden bunun imkânsız olduğunu tekrar etse de gerçeğin ve kurgunun mükemmel şekilde çakıştığı bir an olduğunu tabii ki görmezden gelmiyor. 

Kimse, durumu Dokja kadar ciddiye almıyor ve bunun bir arttırılmış sanal gerçeklik olduğunu söyleyen bile çıkıyor. Biri gerçekten öldürülene kadar bu devam ediyor. 

Takımyıldızlarının da kanallara giriş yapmasıyla senaryo başlıyor ve herkesin önünde ana senaryonun başladığını bildiren bir panel açılıyor. 

İlk senaryo: "Bir ya da daha çok canlıyı öldür. " 

Başarısızlığın ise ölümle sonuçlandığı bu senaryoda korkmuş olan insanlar ilk başta harekete geçemiyor fakat başarısız olmanın ölmek anlamına geldiğini fark ettiklerinde en zayıf olanları hedef alıyorlar. Orijinal romanda bu bölümde Dokja'nın olduğu vagonda sadece iki kişinin hayatta kalabileceği yazılmıştı. 

Panelde özel yeteneği bilge okuyucunun bakış açısı açıldığındaysa yüzünde gördüğümüz şaşkınlık hâlâ ilk günkü kadar taze ve komik geliyor. Bu yeteneği aktive ettiğinde karşısındakinin hareketlerini önceden görür gibi okumaya başlıyor ve Kim Namwoon ile yaptığı dövüşten bu şekilde kaçıyor. Senaryo bittiğinde Kim Namwoon kimseyi öldüremediği için başarısız olup ölürken Dokja'nın bulunduğu vagonda hayatta kalan birkaç kişi dışarı çıkıyor. 

Dokja'nın bu noktada bu kadar sakin olması ilk okuduğumda beni biraz şaşırmıştı çünkü hassas gözüken bir karakterdi. Dokja'nın kendisi de sakinliğinin ne kadar garip olduğunu dile getirdi, bir romanı okuyormuş gibi hissettiğini söyledi. Yani her ne kadar tüm bu olanlar gerçek olsa da bir rüyada ya da romanda gibi hissetmesini garip bulduğumu söyleyemem. Yaklaşık yirmi dakikada gerçekleşen ve sayılamayacak kadar çok kişinin öldüğü bu olay muhtemelen çoğu kişiye bu şekilde gelirdi. Yaşadığı adrenalinden dolayı da şoku hissedemiyor olabilir ve o şoku yaşayacak zaman da yok çünkü her şey çok hızlı gelişiyor. Öyle ki birinci senaryo biter bitmez ikinci senaryo başlıyor.

Dokja'nın bu sırada merak ettiği bir şey var, o da Hayatta Kalmanın Yolları'nın ana karakterinin nerede olduğu. Merak ettiği bu durum onu fazla bekletmeden karşısına çıkacak ancak işler pek de düşündüğü gibi gitmeyecektir. 

Yedinci bölümde Dokja, Dokkaebi'nin başının üzerindeki yıldızlara dikkat çekiyor. Dokkaebi'nin tepesindeki yıldızlar bu kanala bağlanan takımyıldızlarının sayısını temsil eder.

Takımyıldızları da Hayatta Kalmanın Yolları dünyasındaki en gizemli varoluşlardır. Uzak nebulaların tepesinde oturan ve tüm bu trajediden sorumlu olan varlıklardır. Gökyüzünün ardından dokkaebilerin işlettiği kanallar aracılığıyla insanları izlerler. Takımyıldızları ayrıca senaryo oyuncularına jeton hibe de edebiliyorlar ve bunu genelde onların destekledikleri biri olduğunda ya da onları eğlendiren biri olduğunda yapıyorlar. Sponsor seçimi de takımyıldızlarının dokkaebinin kanallarından izlediği bir sistemdir, hayallerini süsleyen bir insan seçerler ve kendilerinin cisimleşmiş hâli olmaları yoluyla onlara desteklerini teklif ederler.

Dokja'ya dört sponsor teklifi gelmiş olsa da o bunlardan birini seçmeyerek hepsine oynamayı tercih ediyor.

Trenden çıktıklarında ise çok geçmeden ikinci senaryo geliyor ve Kim Dokja burada ana karakter Yoo Joonghyuk ile tanışıyor. Yoo Joonghyuk, hikâyenin akışı normalden daha farklı olduğu için Kim Dokja'ya birtakım sorular soruyor ve cevapları alıyor. Daha sonra Joonghyuk onu denize fırlatıyor. Evet, fırlatıyor. Dokja tabii ki hayatta kalıyor.

Yoo Joonghyuk bir regresör, regresör gerileyen ve geçmişe dönen demektir.

Bundan sonrası yine senaryolarla devam ediyor, sonrasında ise olaylar gittikçe ilginçleşiyor. Benim en sevdiğim manhwalardan biri hatta size anlatırken onlarca kez okumama rağmen tekrar okuyasım geldi çünkü her okuduğumda, çoğu sahneyi ezberlemiş olsam bile ilk defa okuyor hissine kapılarak aynı duyguları yaşıyorum. 

İleride dokkaebiler ile masaya oturup, takımyıldızlarını tanıdığımız bölümler de olacak. Dokja'nın bu romandakiler onun için karakterse, neden onlar için bu kadar çabalıyor sorusu da aklınıza gelmiş olabilir, bunun için de romana bakmak gerekiyor.

Bir okuyun göreceksiniz, övüldüğü kadar var. Kesinlikle okuduğunuza değecek bir manhwa.

Son olarak da sevdiğim bir alıntıyı bırakmak istiyorum.

İyi okumalar:)