Okumada Sadeleşmek

Bilgiyi kaynağından okuyoruz ya da sadece bir yerden çekiyoruz, ancak onun ne kadarını içselleştiriyoruz?

Hızlı akan zaman ve doymak bilmeyen zihmizin yapısı, bilgiyi sindirmeden devamlı tüketmeyi de beraberinde getiriyor. Bilgiyi kaynağından okuyoruz ya da sadece bir yerden çekiyoruz, ancak onun ne kadarını içselleştiriyoruz?

Bazen bir sayfayı zorla okur, bazen bir kitabı aynı gün içinde bitiririz. Hangi kitap bizde merak uyandırıyor, düşüncelerimizi ve duygularımızı dürtüyorsa onun içinde kalmayı seçeriz bir süre. Kitaplar anlatır, biz kendi dilimiz kadar anlarız. Bazı zamanlar kitap okumaya ara verme isteği oluyor içimde, okuduklarımın ağırlığını hafifletmek için, anlamı bulmak için. Bu konuyla ilgili yeni başladığım "okumak, yazmak ve yaşamak üzerine" isimli kitapta düşüncelerime dokunan bir cevap buldum:

Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bedenine zarar verirse, zihin de düşünce malzemesiyle lüzumundan fazla beslenerek boğulabilir. Çünkü bir kimse ne kadar fazla okursa, okuduklarından kalan izler de kaçınılmaz olarak o kadar az olacaktır; Zihin, üzerine tekrar tekrar yazı yazılan bir tablete benzer.Derin derin düşünmeye zaman yoktur ve okunan şeyler ancak derin düşünmeyle hazmedilebilir, nasıl ki aldığımız gıdalar bizi yemekle değil, sindirimle beslerse. (Schopenhauer, syf.62)

Maruz kalarak ya da bilinçli seçim yaparak aldığımız bilgilerin zihnimize bu denli hükmettiğini fark etmek kolay değil. Çağımızın tüketim odaklı yapısı gereği bir şeyin niteliğinden çok niceliğiyle meşgul olabiliyoruz. Konu dönüp dolaşıp "ne yapıyorsan bilinçli yap" noktasına geliyor.

Durmak; kendini yavaşlatmak ya da beklemek anlamında değil, doyumlu bir yerden yaşama katılmaya izin vermek demek. Çok bilginin sorumluluğunda bir karmaşa oluşturmak değil, beslenmene özen gösterek bilgiyi almak. Kitap senin dünyanda nerelere dokunuyor; bir büyüteçle yaklaşıp o cümlelerin özünü yaşamına katmak, onunla hemhal olmak, derinleşmek.

Okuduğu, dinlediği ve gördüğünde kendini tanır insan. Dinlediğinde duyarsın. Gördüğünde bilirsin. Zihnin çokça dalgalanmasına gerek yok bazen. Kitapları okurken kendini ve dünyayı okumaya geçer insan. Bir sayfadaki iki cümleyi anlamlandırıp yaşamda uygulamak ne büyük dönüşüm olur.