Onu Değil, O 'Hissi' Özlüyorsunuz

Gerçekten onu mu özlüyoruz, yoksa o andaki hisleri mi?

Bazen, geçmişteki bir şeyleri çok özleriz. Keşke şu anda da olsa, geri gelse, ne güzeldi diye düşünürüz. Bu bazen bir insan, bazen bir olay, bir anı, film veya dizi olabilir. Örneğin, hepimiz hayatımızda şunu yaşamışızdır:

Çocukluğumuzda izlediğimiz biz çizgi filmi düşününce duygulanırız, tekrar izlemek isteriz. Açarız, izleriz ve aynı tadı almayız. Hatta bu bazen bizi üzer. Peki farklı olan ne?

'Zaman'

O çizgi filmi 90'larda izlemiştiniz. Veya 2000'lerin başında. Onu izlediğiniz zaman 6 yaşındaydınız şimdi ise 20, 26, 30. Zaman ilerledi. Hayatınız değişti.Özlediğiniz şey o çizgi film değildi. O çizgi filmi, akşam yemeğinden sonra sıcacık battaniyenizi çekip, annenizin meyve getirdiği an izlemenizdi. İzlerken uyuyakalmanızdı. O zamanlar her şey şimdiden farklıydı. İşte bu tam da geçmişte yaşamak gibi. Oysa, şu anda buradayız. Ne o çizgi film aynı hissi verir, ne o yediğiniz meyve ne de annenizin sizi sevişi. Bizler o çizgi filmi veya o insanı özlediğimizi sanırız. Aynılarını bugün yaşadığımızda da o hissi vermediğinde hayal kırıklığına uğrarız. Çünkü o zamanlar 5 yaşında bir Aleyna vardı. Şimdi 20'lerinde bir Aleyna var.

Zamanın gücünü hafife alıyoruz bazen. Geçip gidiyor zaten diye düşünüyoruz. Evet geçip gidiyor ancak bir daha yaşansa bile aynı hisleri vermeyecek şeyleri de bizden alıp götürüyor. O anlar yalnızca bir defa yaşanıyor. O çizgi filmler o an güzel geliyor. Sobanın kokusu, sabahın ilk saatleri o zamanlar huzurlu geliyor. Şimdi aynı hissi veremez. O kişi, o zamanlar güzeldi. O an sarıldığınızda her şey çok güzeldi. Oysa şimdi sarılsanız ne aynı hissi ne de aynı kokuyu verecektir. Boşuna sürekli anda kalmakta bahsedilmiyor. Hayat bu kadar kısa işte. Geri gelmeyecek anların kıymetini bilmek için anda kalmak gerekiyor. Ve geçmişi şu ana taşımamak gerekiyor. Bazı duyguları ve hisleri orada bırakmalıyız Bugünkü hislerin ve anların kıymetini bilmeliyiz. Neticede bunlar da bir daha yaşanmayacak.