ORTA DOĞU TURİZM COĞRAFYASI

Orta Doğu'nun turizmi hakkında neler biliyorsunuz?


Turizm, en basit tanımıyla, dinlenmek ve tatil geçirmek amacıyla yolculuğa çıkmak demektir. Fakat her yolculuk turizm değildir. Yapılan yolcukların turizm sayılabilmesi için;

-yolculukların devamlı oturulan, çalışılan ve günlük ihtiyaçların sağlandığı yerler dışında yapılması,

-konaklama sırasında genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetlerin talep edilmesi,

-gidilen yerlerdeki konaklamanın geçici olması gerekir.



BM ilk kez 1937 yılında turist için ‘‘24 saat ve daha fazla bir süre kalmak üzere oturduğu ülkeden başka bir ülkeye seyahat eden herhangi bir kişi’’ tanımını yapmıştır. Yapılan faaliyetin turizm sayılması için kişinin orada harcamalar yapması, orada bir işte çalışmaması gerekir. Ayrıca yapılan seyahatin bir yıldan da kısa olması gerekir.

Orta Doğu kavramı, Birleşmiş Millet­lerin Nüfus Yıllıklarında Ermenistan, Azer­baycan, Gürcistan, Kıbrıs, Bahreyn, Irak, İran, İsrail, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Um­man, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen’i kapsar iken; Birleşmiş Milletler Dünya Tu­rizm Örgütü'nün, 2012 yılı turizme ilişkin göstergelerinde bu kavramın kapsadığı böl­ge olarak Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Libya, Lübnan, Umman, Filistin, Katar, Suudi Ara­bistan, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen sayılmaktadır.

Orta Doğu ülkeleri içinde turizm bakımında yüksek potansiyeli olan çeşitli ülkeler vardır fakat bu potansiyeli yeterince kullanamamışlardır. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır. Uzun süreli uluslararası anlaşmazlıklar ve iç karışıklıklar, katı İslami yaşam tarzı, ülke kültürünün Batı tarzı turizm anlayışına ters olması, İran’ın İslam Devrimi’nden sonra dış ülkelerle bağlantısını koparması bu nedenler arasında sayılabilir. Fakat son yıllarda İsrail, Lübnan, Ürdün, Kuveyt gibi ülkeler turizm alanında önemli atılımlar yapmıştır. 

Orta Doğu tu­rizm pazarının özellikleri şöyledir (Aktaran: Sarı ve Yıldırım, 2015):

-Kişi başı yüksek gelire sahiptir.

-Gittikçe artan genç nüfusu vardır.

-Uzun süreli konaklama ve fazla har­cama yapma eğilimi söz konusudur.

-Orta Doğu’dan ayrılışların % 90’lık kıs­mı kısa mesafeli destinasyonlara gerçekleş­mektedir.

-Orta Doğulu turistler dünyada en yük­sek harcama yapan turist grubu içinde yer al­maktadırlar.

-Orta Doğulu turistler en fazla yurt içi seyahatler gerçekleştir­mekle birlikte özellikle 11 Eylül ve İslama­fobia bu bölge turistlerin “İslam yanlısı” (İslam friendly) ülkelere gidişini arttırmıştır. Bu ülkeler içerisinde Türkiye başta olmak üzere Tayland ve Malezya gibi ülkeler yer almakta­dır.

-Bu bölge turistlerini seyahate iten en önemli neden dinlenme ve tatildir. Orta Doğuluların tatil tercihleri içerisinde şehir tatili, kültür ve çev­re gezisi, kum ve deniz tatili, alışveriş gezileri, eğlence ve tema parkı ziyaretleri, tur ile ya da kendi arabalarıyla tatil yer almaktadır.

-Eğlence ve tatil amaçlı seyahatler genellikle yaz sezonunda ve okul tatili olan haziran ve ağustos ayları arasında gerçek­leşmektedir. Yılın diğer kısmındaki seyahat­ler genellikle iş amaçlıdır.

-Orta Doğulu turistler genellikle aile olarak seyahat etmektedirler. Ayrıca arkadaş­larla seyahat ağırlıklı olarak tercih edilmekte­dir.

-Orta Doğulu turistlerin çoğunluğu er­kektir. Arap ülkelerinde kadınlar eşleri ve ai­lesiyle birlikte seyahat etmektedir. Kadınların nadiren yalnız seyahatine izin verilir.

-Seyahat kararlarında arkadaşlar ve aile anahtar etkileyicilerdir.

-Orta Doğu bölgesindeki turist profil­leri genç ve maceracı olup ana tatil etkinliği gezi ve alışveriştir.

-Yurt dışına çıkışlarda, grup olarak ya­pılan seyahatler kısa süreli olup, uzun süreli seyahate çıkışlarda ise bireysel çıkışlar tercih edilmektedir.

-Yurt dışına çıkanların yanlarına aldık­ları döviz miktarı yükseldikçe, konaklama ye­rinin kalitesi de artmaktadır.

İSRAİL

“Kutsal Ülke” olarak kabul edilmesi ve birçok din için kutsal olan ‘’sit’’ alanlarına sahip olması İsrail’i, daha da özelde Kudüs’ü diğer yerlerden farklılaştırır. Ülkeye gelen Yahudi olmayan ziyaretçilerin %20’den fazlasının hac için geldiği düşünülmektedir. Kudüs en çok ziyaret edilen yer olurken, Galilee (Nazereth’le birlikte) ve Bethlehem (Batı Şeria’da) de turizm açısından önem taşımaktadır. İsrail’de tur programlarına da dahil edilen birçok dinsel ve tarihsel yer vardır. Örneğin Acre (Haçlı Seferlerinden dolayı), Şeria, Ölü Deniz (Lût Gölü) gibi. İsrail’in en büyük şehri Tel Aviv, Akdeniz kıyısında yer almıştır ve önemli bir turist çekim merkezidir. Hem kültürel çekicilikleri hem de güzel kumsalları bulunmaktadır. Aşkelon, Naharia, Natanya ve Caesarea kıyıdaki büyük sayfiyelerdir ancak uluslararası turizmden çok iç turizmde tutulmaktadır (Özgüç, 2017). 

ÜRDÜN

Turizm, Ürdün ekonomisi için en önemli döviz kaynağı olmuştur. Geçmişte Petra saklı şehri tek başına turizmin en fazla yoğunlaştığı çekicilikti. Petra'daki yeni keşiflerin ve eski sit alanında genişletilen kazıların daha fazla turist çekeceği beklenmektedir. Petra, M.Ö. üçüncü yüzyıldan M.S. 2. yüzyıla kadar hüküm süren Nebatiye krallığının başkenti idi. Çin ve Hindistan'dan Roma'ya uzanan Baharat ve İpek gibi ticaret yolları üzerinde stratejik bir konuma sahip bulunuyordu. Böylece Petra zengin bir şehir, sanatçı ve bilim adamları için de bir merkez haline gelmişti. Ürdün'ün yakın yıllarda gelen turist sayısını yükseltmiş olması (3 milyona yakın) coğrafi görünümünde de kendisini hissettirmekte ve mekânsal değişimlere (bazıları olumsuz) yol açmaktadır. Turizmin getirdiği gelirle yavaş yavaş geleneksel hayvancılığın bırakılması sonucu daha önce Bedevilerin hayvan otlattıkları yerler artık çıplak çöl halinde uzanmaya başlamış, geleneksel keçi kılı dokumalarla kaplı çadırların yerini tuğladan yapılmış, soğuk ve biçimsiz barakalar almıştır.

SURİYE

Arap ülkelerinden gelenler dışında çok az turist çeken Suriye, turizm kaynaklarını geliştirmek için bir arayış içindeydi. Bu nedenle de daha iyi iletişim, ulaşım ve konaklamayla bağlantılı altyapı yatırımlarını arttırmıştır. Suriye batı tarzı bir turizmle ilgilenmemekte, Arap ziyaretçiler için Latakia gibi kıyı sayfiye yerleşmelerini geliştirmekteydi. Son bir iki yılda iç savaş ülkenin birçok turizm çekiciliğini yerle bir etti.

Bu ülkede başkent Şam’ın 7000 yıl öncesine giden geçmişi ile çok eski bir şehir yerleşmesi olduğu bilinmektedir. Bu eski şehrin görünümünde daha önce bir Hıristiyan katedrali olan, Ummayad Camisi egemendir. Şam dışında Helenistik ve Roma Dönemleri’nden kalma yüzlerce sit alanı bulunmaktadır. Ancak, Suriye’nin terörizmi destekleyen ülke olarak ünlemesi ve kapalı rejimi bu ülkenin turizmde önemli bir yer almasını hep engellemiştir.

LÜBNAN

Bir zamanlar turist sayısını 3 milyona kadar çıkaran Lübnan, uzun zaman iç savaşın sıkıntısını yaşadıktan sonra, yeniden yapılanma süreci içine girdi. Sidon ve Trablus gibi yerlerdeki tarihsel zenginlikleri yanında, özellikle başkent Beyrut'ta sürdürülen yapılaşma ve restorasyon faaliyetleriyle geçmişteki eğlence-alışveriş turizmini yeniden canlandırma peşindedir ama bu kez de Suriye'den gelen mülteciler ülkenin ilerlemesini olumsuz etkilemiştir. 2018 yılında sadece tek gecelik gelen kişi sayısı 1,9 milyondur (Özgüç, 2017). Fakat günübirlik ziyaretler turizm kapsamında değerlendirilemez. 

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

Körfez ülkelerinin en zengini olan BAE yedi emirlikten meydana gelmiştir; bunlar arasında Abu Dahi ve Dubai turistleri en hoş karşılayanlardır ve her ikisi de lüks otellere, çok iyi nitelikli yollar ve havalimanlarına ve duty-free (gümrükten muaf) dükkanlara sahiptir. Dünyanın en ünlü havayolu şirketlerinin BAE'ye seferleri vardır. Yakın yıllarda, özellikle Rusya Federasyonu'na yönelen bir pazarlamayla indirimli alışveriş için charter uçuşlarıyla turlar düzenlenmiştir. Gerek Abu Dahi gerekse Dubai'de, Suudi Arabistan'ın tersine, otellerde alkollü içki servisi yapılmakta, kadınlar ve erkekler aynı plajları paylaşabilmekte ve kadınlar araba kullanabilmektedir. BAE 'nin turizm açısından çekiciliği hava koşullarının daha uygun olması ve hemen hemen hiç suç işlenmemesiyle daha da artmaktadır. Otel fiyatları da Kenya, Karayipler, Seycheller’dekilerle kıyaslandığında oldukça düşük kalmaktadır. Turizm sezonu ekimden nisana kadar olan Dubai'ye gelenlerin çoğu Avusturya, Almanya, İsviçre, Rusya Federasyonu’ndandır. Dubai, Körfez'in ticaret merkezi haline gelmiştir. Yedi Birleşik Arap Emirliği içinde ikinci en zengin olan Dubai gittikçe bir şehir devlet (Singapur gibi) halini almaktadır.

2018 yılında sadece tek gecelik gelen kişi sayısı 21,2 milyondur. Fakat günübirlik ziyaretler turizm kapsamında değerlendirilemez.

SUUDİ ARABİSTAN

Dörtte biri yabancılardan oluşan Suudi Arabistan'ın 34,8 milyon(2020 Ocak) nüfusu Batı Avrupa’dan daha büyük bir alana yayılmıştır. Son on beş yirmi yılda adeta yeni bir ülke inşa, edilmiş, neredeyse bir gecede modern şehirler ortaya çıkmıştır. 20,000 kmden uzun modem karayolları şehir ve kasabaları birbirine bağlamaktadır. En uzak köylere bile su ve elektrik bağlantısı yapıldığı gibi iletişim de tamamen sağlanmıştır. Ancak, Kuveyt'in Irak tarafından işgali zenginliğin güvenlik için tek başına bir garanti olmadığını Suudi Arabistan için de ortaya koymuştu.

Suudi Arabistan'da tatil turizminden söz etmek mümkün değildir. Fakat ülke her yıl 2-3 milyondan fazla kişinin katıldığı hac olayına sahne olmaktadır. Petrol ülkesi durumuna erişmeden önce Suudi Arabistan, (II. Dünya Savaşı sonlarına kadar) gelirinin büyük kısmını bu hac olayından elde ediyordu. Şimdi de yabancı ülkelerden gelen hacı adayları Suudi Arabistan’a çok büyük bir döviz girdisi sağlamaktadırlar (2014'de 8,5 milyar $).

BAHREYN

Suudi Arabistan'ın Bahreyn Adası'yla (Suudilerin sağladığı finansmanla) karayoluyla birleştirilmesi bir hafta sonu turizmi yaratmış ve sayıları yıllık toplam 2 milyonu aşkın ve dörtte üçü Arap olan turistler Bahreyn'i ziyaret etmeye başlamışlardı. Bunun başlıca nedeni de Bahreyn'in Suudi Arabistan’da yasak olan gece kulüpleri, içkili lokantalar, oteller ve eğlence yerlerine sahip olmasıydı. Genç Bahreynlilere istihdam sağlamak için Bahreyn, turizme büyük ölçüde bel bağlamıştı ve bu yüzden de çok büyük ve çok yıldızlı, özellikle iş adamlarına hitap eden birçok otel yapılmıştı. F1 yarışları da yapılmaya başlanmışsa da iç karışıklıklar turizmde güçlükler yaratmıştır. 2014’te 10,4; 2015’te 9,6; 2016’da 10,3; 2017’de 11,3; 2018’de 12 milyon turist almıştır (Özgüç, 2017).

  

KAYNAKÇA

Özgüç, N.(2017). Turizm Coğrafyası Özellikler ve Bölgeler. İstanbul: Çantay Kitabevi.

Sarı, Y. ve Yıldırım, G.(2015). Türkiye Turizmi Bağlamında Ortadoğu Pazarı Üzerine Bir Araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi 7(1).

Mengü, C.(2008). Ortadoğu Turizm Pazarının Türkiye Açısından Analizi( Düzeltilmiş Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi, İstanbul.

Kocalar. A.O.(2018). Ortadoğu Coğrafyasında Turizm. Yeni Türkiye. 82.

https://www.eunwto.org/action/doSearch?startPage=0&ConceptID=1057&target=default&pageSize=100