Orta Parmak Heykeli -Gezmeli miyim?

"Orta Parmak Heykeli de ne?" dediğinizi duyar gibiyim. Gelin ve birlikte inceleyelim!

Konum: L.O.V.E, The Middle Finger

Milano, İtalya

Öyle ya ne de güzel söylemiş Ray Bradbury “Dünyayı dolaşın, işte bu görebileceğiniz bütün rüyaların en muhteşemi!” derken ve Hans Christian Andersen ”Gezmek yaşamaktır,” diye belirtirken. Ben de diyorum ki “Gezin dostlarım, vaktiniz varken ve sağlığınız yerindeyken. Henüz kaybetmemişken içinizdeki neşeyi, gezin gezebildiğiniz kadar! Çünkü dünya yaşadığımız o küçük evden ve sıkıcı mahalleden çok daha fazlası.”  İşte bu düşünceyle, sizlerle gezip görme fırsatı bulduğum o güzel yerler hakkındaki nacizane düşüncelerimi paylaşacağım bir köşenin ilk yazısını alıyorum kaleme. Keyifle okumanız dileğimle…

Bir an için düşünün; Rönesans’ın merkezinde, Avrupa’nın en gözde şehirlerinden biri olan Milano’nun ortasında size el hareketi çeken bir heykel olduğunu. Üstelik oldukça önemli ve saygın bir kurumun, borsa binasının önünde! Bu yapıyı ilk gördüğümde yüzümde anlamsız bir gülümseme belirdi ve “Neden?” dedim kendime. Böylesine büyük bir orta parmak heykelinin borsa binasının önünde işi ne? Yaptığım araştırmalar sonucu fark ettim ki 2010 yılında İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan tarafından yapılan bu eser aslında borsanın önünde duran bir beton yapıdan çok daha fazlası! Heykel orta parmak anlamına gelen “The Middle Finger” veya “L.O.V.E” olarak adlandırılıyor. Libertà, Odio, Vendetta, Eternità yani Özgürlük, Nefret, İntikam ve Sonsuzluk kelimelerinin kısıltılmasından ismini alan heykele yakından baktığınızda ise, durum biraz daha kafa karıştırıcı bir hal alıyor çünkü aslında orta parmak dışındaki parmakların bükülmediğini, aksine kesildiğini fark ediyorsunuz. İtalyan politikası veya ekonomik durumu ile ilgili bir bilginiz olmasa dahi heykelin bir takım kurum veya kişilere gönderme yaptığını fark etmemek mümkün değil. 2008 yılında İtalya’da yaşanmış olan resesyon ve sanatçının eserlerinde ön plana çıkarttığı espritüel yanı göz önüne alındığındaysa heykelin aslında anlatmak istediği çok daha netleşiyor: Fuck you and all your corrupted systems, bankers!

Önceleri geçici bir süre için borsa binasına yerleştirilen heykelin ilerleyen günlerde uzun süre kalması kararlaştırılıyor. Sanatçı pek çok eleştiriye maruz kalmış olan bu eser hakkında verdiği bir röportajda, heykelin aslında finans dünyasına duyulan sevginin (!) göstergesi olduğunu belirtiyor. E haliyle sanatçının mizacı yapmış olduğu bu açıklamayla bir kez daha gözler önüne seriliyor. Öte yandan, geçtiğimiz günlerde bu meşhur heykele kırmızı tulum ve Dali maskelerinin eklenmesiyle, beş bini aşkın kişi Netflix yapımı olan La Case de Papel dizisinin yeni sezonunun ilk iki bölümünü heykelin bulunduğu meydanda herkesten önce izleme fırsatı yakaladı. Dizide sıkça vurgulanan “Direniş” ve heykelin anlamını düşününce dizi yapımcılarının neden yeni sezon tanıtımı için bu meydanı seçtiğini kolaylıkla anlayabiliyoruz. Şimdi yazının başına dönelim ve düşünelim bulunduğu konum itibariyle dünyanın en gözde şehirlerinden bir diğeri olan İstanbul’u ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası önünde böylesi bir heykel bulunduğunu!