Ortadoğu 101: Ortadoğu Güçlerinin İsrail'e Bakış Açıları ve İlişkileri
Ortadoğu ülkelerinin İsrail'e bakış açıları.
İsrail, 14 Mayıs 1948 tarihinde Arap milletlerinin ve devletlerinin yoğunlukta olduğu Ortadoğu coğrafyasında ve 1. Dünya Savaşı sonrası İngiltere tarafından manda yönetiminde olan Filistin bölgesinde kuruldu. Kuruluşundan yaklaşık 30 yıl sonra Mısır’ın resmî olarak tanımasına kadar hiçbir Arap devleti tarafından tanınmadı ve süreç içerisinde bu devletler ile geniş zamana yayılan birçok savaşa girdi.
Günümüze kadar bu ilişkilerde kopmalar veyahut özellikle ABD başkanı Trump döneminde ilerlemeler göründüğü söylenebilir. Günümüzde – özellikle İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve Hamas direnişinin gölgesinde – her bir Ortadoğu devletinin İsrail’e bakış açısını özetlemek, günümüz konjonktürlerini ve statükosunu öğrenmek için yol gösterici olacaktır.
İran-İsrail ilişkisi: İslam Devrim’ine kadar olan dönemde İran Ortadoğu’da İsrail’in en büyük stratejik dostlarından biri olmakla birlikte Humeyni’nin devrimle başa gelmesiyle birlikte Filistin davasını sözde savunan rejim güçleri İsrail’in sahadaki en büyük düşmanı oldu. İran İslam Devleti için iki şeytan vardır; İsrail “küçük şeytandır” ve “büyük şeytan” olan ABD’nin Ortadoğu’daki tezahürüdür. Bu iki devletin birbirleri ile açık şekilde bir savaşa veya silahlı çatışmaya girdiği çok görülmez çünkü İran savaşı “proxy”(vekalet) örgütleri üzerinden yürütür. Lübnan’da Hizbullah, Filistin’de Hamas ve Yemen’de Husiler İran’ın fonladığı örgütlerdir. İsrail ise güçlü istihbarat örgütü ve silahlı kuvvetleri ile İran’ın nükleer programını sekteye uğratmak istemektedir.
Suudi Arabistan-İsrail ilişkisi: Suudi Arabistan, resmî olarak İsrail’in egemenliğini hiçbir zaman tanımamıştır fakat Arap devletlerinin İsrail ile girdiği savaşlarda sadece ekonomik destek vermekle yetinmiştir. Ancak son zamanlarda Suudi Arabistan veliaht Prens Selman döneminde İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine girmişti ve resmi ziyaretler 2023 yılında başlamıştı fakat patlak veren İsrail-Hamas savaşı nedeniyle normalleşme görüşmeleri askıya alındı. Yine de Suudi Arabistanlı bir yetkilinin röportajına göre Arap devletinin Filistin sorununda bir çözüme varılması halinde ilişkileri iyileştirmek istediği görülmektedir.
Mısır-İsrail ilişkisi: Eşine çok rastlanmayan olaylardan birine Mısır’da rastlarız. Mısır başkanı Cemal Abdülnasır Arap devletlerinde İsrail ve Siyonizm karşıtlığının en büyük kanaat önderlerinden biriydi ve Filistin davasını silahlı ve siyasi olarak savunan ender liderlerdendi. Bununla birlikte 1979 Camp David Anlaşmaları ile halefi olan Enver Sedat hükümranlığında Mısır, İsrail’i tanıyan ilk Arap ülkesi olmuştur. Bu anlaşmadan itibaren Mısır ve İsrail ilişkileri istikrarlı olarak iyileşmeye başladı. Askerî olarak Sina yarımadasında iş birliği yapan iki devlet, ekonomik olarak da doğalgaz anlaşmaları ile dostluklarını güçlendirmektedir. Mısır aynı zamanda Gazze’ye sınır komşusu olması itibari ile İsrail tarafından önemli bir ittifak olarak görülür.
Lübnan-İsrail ilişkisi: Lübnan, İsrail ile sınır komşusu olmakla birlikte en azılı düşmanlarından biridir. Amerika merkezli bir anket şirketinin 2008’de yaptığı ankete göre Yahudiler hakkında en çok negatif görüşe sahip olanların oranı %97 ile Lübnan’a aittir. İsrail’in Lübnan’ın 15 yıllık iç savaşında oynadığı rol ve ülkedeki Hizbullah faktörünün etkisi bize bu oranı açıklayan birçok nedenden birkaçıdır. İsrail’in kuzeyinde konumlanan Hizbullah terör örgütü İran’ın proxy örgütlerinden biridir ve İsrail ile sık sık silahlı çatışmaya girmektedir.
Yemen-İsrail ilişkisi: Yemen ve İsrail arasında diplomatik bir ilişki yoktur ve Filistin saldırılarına tepki olarak ülkedeki İran destekli Husiler kızıl denizde İsrail ticaret gemilerine korsancılık faaliyetleri göstermektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail ilişkisi: 2020’de Trump önderliğinde imzalanan İbrahim Antlaşmaları özelinde BAE, İsrail’i tanıyan 3. Arap ülkesi(Mısır ve Ürdün) oldu. İki ülke İran’ın nükleer programına karşı aynı paydada birleşmektedir.
Türkiye ve İsrail ilişkileri: yıllar içinde farklılıklar gösterdiği ve Ortadoğu’nun güç dengesini belirleyen en önemli iki ülke olduklarından dolayı bu ikisi arasındaki ilişkiyi başka bir yazımızda bahsetmeyi daha uygun görmekteyiz.
Ortadoğu içinde daha birçok ülkenin bulunduğu ve daha farklı ilişkilerin şekillendiği bir bölgedir. Bu yazımızda bölgenin önemli güçlerini anlatmayı ve durum hakkında ana hatlarıyla sizleri bilgilendirmeyi uygun görüyoruz. Bu coğrafya tansiyonun ve kaosun hiç bitmediği bir coğrafya olmakla birlikte hakkında yazılacak daha birçok yazıyı zihnimizde canlandırıyoruz.