Osmanlı Mutfak Kültürü
Zengin yemek yelpazesi ile ilk akla gelen bir mutfak.
Osmanlı saray mutfağı dillere destan bir üne sahiptir. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan ve göçlerle zenginleşen Anadolu mutfağı da, Osmanlı’dan miras yemek kültürünün izlerini taşımaktadır.
Kendine has özelliği olan Osmanlı Mutfağı, zengin bir yemek yelpazesine sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Yemeğin sunumundan, lezzetine kadar Osmanlı mutfağındaki bu çeşitlilik elbette ki Türk mutfağına da yansımıştır. Bu sayede, Osmanlı, Türk Mutfağına sayısız lezzet miras bırakmıştır.
19. yüzyıl, aslında, Osmanlı Mutfağı için çok önem arz etmektedir. Çünkü bu dönem de ziyafetler çağ atlatacak kadar olup, her gelen misafirin damağında bırakacak, hatta, göz zevkini de doyuma ulaştırabilecek hale getiren bir dönem olmuş, bu mutfakta. Ayrıca, 700 yıl varlığını sürdürmüş bir devlet Osmanlı. Böyle bir egemenliğin geniş bir mutfak kültürüne sahip olması zaten kaçınılmaz olurdu.
Saray mutfağına kısaca bir göz atalım, Fatih zamanında dört bölümden oluşan mutfağın en önemli bölümünün, adını küçük tencereden alan “Kuşhane” olduğunu görürüz. Bu mutfakta yalnız padişaha, az oranlarda küçük tencerelerde yemekler hazırlanırmış. İkinci mutfak “Has” mutfak olup burada Valide Sultan, şehzadeler ve harem halkından imtiyazlı kişilerin yemekleri çıkarılırmış.
Gel gelelim, mutfaktaki kullanılan ürünlere. Çorba çeşitlerinden tutun, et çeşitlerine; şerbetlerinden tutun, tatlısına… O kadar zengin ki, malzemelerde zengin ve iştah uyandırıcıdır. Türk kültüründe de olduğu gibi, Osmanlı Devleti’nde de et yemekleri büyük önem taşımaktaydı. Koyun eti ise yemeklerde en çok tercih edilendi. Osmanlı yemeklerinde koyun eti dışında keçi ve oğlak etinin de kullanıldığı bilinenler arasındaydı.
Ayrıca, tereyağı ve kuyruk yağı kullanımının fazla olduğu Osmanlı yemeklerinde başta tarçın olmak üzere bolca baharat kullanılmaktaydı. Anlaşılan o ki, yemeğin kalitesi sadece mutfağın isminden gelmiyor idi. Bu mutfak kültüründe, meyvenin önemi de apayrı konumdaydı. Erik gibi birçok meyve özellikle et yemeklerinin vazgeçilmeziydi. Meyvenin ve yemeğin birleşmesi, mutfaktaki yaratıcılığa daha çok ortaya çıkarıyordu. Bunun örneğini, mesela, kavun dolmasında görmekteyiz.
Tatlılara geldiğimizde ise, Osmanlı Yemek kültüründe tatlı ayrı bir öneme sahipti. Aşçılar, tatlı yapımında şeker yerine bal kullanırdı. Vişneli ekmek tatlısı, helva, tavukgöğsü, saray lokması, revani, baklava, güllaç ve aşure Osmanlı Mutfağı'nda en çok yapılan tatlılar arasındaydı. Et yemeklerinde olduğu kadar tatlılarda da meyvelerin kullanıldığı bu mutfakta ayva tatlısı önemli bir yere sahipti.
Yemeklere eşlik eden diğer tatlı lezzet ise şerbetler ve hoşaflardı. Elma, nane limon, safran, reyhan, kızılcık şerbetleri Osmanlı Mutfağı'nda akla ilk gelenlerden. Hastalıklara iyi gelen ve yemeklere eşlik eden bir diğer lezzet olan hoşaflar mevsimine göre taze meyvelerle yapılmaktaydı. Meyveler ve baharatlar Osmanlı Mutfağı’nın vazgeçilmeziydi.
Osmanlı Mutfağı, o dönem dünyada birçok kişinin hayranlıkla bakılıp, seyredildiğine eminim. Ki bazı ülkelerden gelen ünlü kişilerde, bu hayranlığın esiri altında kalıp, güzel sözlerde bulunmuşlar.
Günümüzde Türkiye'de birçok restoran ve yeme-içme mekanı, geleneksel Osmanlı yemeklerini sunmaktadır. Eğer bu yazıdan sonra mideniz kazındıysa size önereceğim birkaç yere gidip, ayrıca, o dönemde lezzetleri tadıyormuş hissiyatına da kapılarak midenizi mutlulukla doldurabilirsiniz.
Bunlar sadece birkaçı…
- NAR LOKANTA
- ASİTANE RESTAURANT
- HÜNKÂR LOKANTASI NİŞANTAŞI
- YANYALI FEHMİ LOKANTASI
Yemekle kalmaya devam edin.