Oyuncaklardaki Cinsiyetçilik Devam Ediyor

İnsan, doğumundan vefatına dek oyunla haşır neşirdir. Çocuk ve oyun ayrılmaz ikilidir ve oyuncakların çocuğun zihinsel gelişimini olumlu yönde etkilediği reddedilemez bir gerçektir.

Çocuk, oyunlar yardımıyla iletişim kurmayı, sabretmeyi, kuralları öğrenir. Oyuncak seçimleri zihinsel gelişimine yardımcı ve öğretici olmalıdır.

Seçimlere Dikkat!

0-3 yaş arası erken çocukluk döneminde oyuncaklara ebeveynler karar verir. Üç yaşından itibaren oyuncak seçimini çocuk yapmak ister. Seçtiği bu oyuncaklar çocuğun ilgi alanları ve yetenekleri hakkında ipuçları verebilir. Yetişkinlerin seçimlerinde ebeveynin yalnızca beğenisinin rol alıyor olması çocuğun hayal gücünü kısıtlayabilir. Seçim yaparken dikkat edilecek kısımlar kullanılacak yaş, kullanım şekli ve gelişimine vereceği destek olmalıdır.

Eşitsizlik yetişkinlikte ortaya çıkmıyor

Oyuncak mağazaları, yetişkinlerin dünyasındaki cinsiyet kalıplarının küçük birer minyatürünü gözler önüne seriyor. Partnerlerimiz ile ev işlerini paylaşmamız gerektiğini tartıştığımız ve kız çocuklarının istediği mesleği seçmesi eskiden olduğu gibi bir sorun olmaktan çıkıp teşvik edildiği bir yüzyılda ne yazık ki bu raflarda hala pembe raflarda gördüğümüz şeyler oyuncak bebekler, süpürge, çay setleri oluyor. Mavi raflarda ise yapı setleri, oyuncak arabalar ve silahlar yer alıyor. Bu alışılagelmiş pembe-mavi kodlamanın verdiği mesaj kız ve erkek çocuklarının aynı oyuncaklardan hoşlanamayacağını, erkeklerin ev işleriyle veya çocuk bakımıyla, kızların mühendislik veya bilimle ilgilenmediği/ilgilenmemesi gerektiği mesajını vermeye çalışıyor.

Oyuncak rafları "pembe" ve "mavi" olarak ayrılsa da her çocuk farklı oyuncaklarla oynayarak farklı deneyimler ve öğrenimler kazanır. Çocukların potansiyellerini ve ilgi alanlarını keşfetmelerine imkan tanımamız, oyuncaklarını seçerken onlarla oynarken kendilerini özgür hissetmelerini sağlamamız gerekli.