Özgürlüğün Mavisi // Üç Renk Serisi Hakkında Konuşalım
Özgürlüğe ve özgür olmaya derinlemesine bir bakış.
"Artık yalnızca bir şey yapacağımı anladım. Hiçbir şey. Ne bir varlığım olsun, ne aşk ne arkadaş... Hepsi tuzak bunların." -Üç Renk: Mavi (1993)
Filmimiz, ünlü bir bestecinin eşi olan Julie'nin bir trafik kazasında ailesini kaybetmesiyle başlar. Tahmin edebileceğimiz gibi pek iyi bir süreç geçirmeyen Julie, özgürlüğünü anılarından, tanıdıklarından, eski hayatından kaçarak erişebileceğini düşünürken hiç beklediği gibi olmaz. İnsanlar ve anılar da onun peşinden gelir.
1993 yapımı "Üç Renk: Mavi", adından da bekleneceği üzere mavi tonlarının avizesinden müziğine kadar hissettirildiği nacizane bir film. Maviyi sadece bir renk olarak kullanmayan Kieślowski, bir duygu ve tema hatta özgürlük ve kendini bulma olarak maviyi bize sunmuştur. Julie'nin film boyunda mavi tonlar arasında kaybolması onun özgürlük arayışı içinde olduğunu vurgular. Sadece bununla kalmayan Kieślowski, Zizek'in de dediği gibi bunu apayrı bir noktaya koymuş, diğer filmleriyle birlikte aslında insanın sahip olması gereken hakları örtük bir şekilde bize aktarmıştır: Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik.
Peki, özgürlük nedir? Özgürlük, sadece fiziksel bir bağımsızlık mı yoksa zihinsel ve duygusal bir serbestlik mi? Julie film boyunca aslında bu sorulara cevap aramamız için bizi bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculukta kendisinin özgürlük anlayışını da yakından incelemiş oluruz. Julie, özgürlüğü anılardan, duygusal bağlardan ve geçmişin ağırlığından kurtulmak olarak görür. Ancak, filmin ilerleyen bölümlerinde, gerçek özgürlüğün sadece kaçmakla değil, yüzleşmekle ve kabullenmekle elde edilebileceğini anlarız.
Kieślowski de Julie üzerinden aslında özgürlüğün göründüğü kadar basit bir olgu olmadığını hatırlatır. Özgürlük, sadece hak olarak bildiğimiz özgürlük anlayışından ziyade bir yüzleşme veya yeni bir başlangıçtır. Özgürlük, dışsal olduğu kadar içsel de bir olgudur.
"Mavi" benim kesintisiz izlediğim ve herkese tavsiye edebileceğim bir film olmuştur. Juliette Binoche, muazzam oyunculuğuyla bana ayrı bir seyir keyfi yaşatmıştır. Özellikle sanatsal yönüyle benim gibi izleyicilerin bayılacağı bir film olacağını düşünüyorum.
Son olarak bir Juliette Binoche sözü bırakıp yazıyı tamamlamak isterim: