Part 1: Rüyalar

Rüyalar, insanların yaşamında önemli bir yer tutar ve herkes bundan bir anlam çıkarmak ister, bu anlamları anlamak için beraber oku.

Bu konuda söze başlarken belirtmek isterim ki rüyalar, geçmiş çağlardan beri ilk insandan bu yana zihnimizde, rüyalarımızda gördüğümüz 6 saniyelik bir olaydır. Eski çağlarda insanlar, bu yolla tanrılardan haber aldıklarına ve rüyaların gelecekten haber verdiğine inanmışlardır. Düşler, düş görenin uyuduğu sürece zihinsel etkinliği olarak tanımlanır. Düşler ileride verilecek kararları etkileyebileceği gibi kararsız olduğumuz düşüncelerde karar vermemize yardımcı olur. Uykudan henüz uyanmış birinin incelikli olmayan yargılaması, başka bir yerden gelmek değil de gördüğü rüyanın karmaşıklığı ve daha devam etmesini istediği sersemlikle uyanır. Rüyaları gören insanlarda kişiden kişiye farklılık gösterir.

Örneğin; Hildebrandt, uyuyunca tüm benliğimizin, tüm varoluş biçimleriyle sanki görünmez bir kapıdan geçmiş gibi kaybolduğumuzu anlatarak sürdürür. Rüyasında ise

Anlatılana göre, düş gören orada bulunan Napoleon’a seçkin bir parti Moselle şarabı sunmak üzere St. Helena adasına deniz yolculuğu yapabilir. Eski imparator tarafından son derece nazik bir biçimde kabul edilir ve uyanıp bu ilginç düşü yanılsama ile hatırlayarak, yıkıldığından neredeyse üzüntü duyar. 


Ama diye sürdürüyor Hidebrandt, düşteki durumu gerçeklikle karşılaştırdığımızda. Kişi burada Napoleon’a yurtsever kini taşıyor,

ve deniz yolculuklarına çıkmayı sevmiyor, sudan korkuyor, ne de Helena adasını biliyor. Bilinç altında böyle bir duygusu bulunmuyor. Rüya burada iki yaşam arasına sıkıştırılmış bir kesittir. Hidebrant rüyasında anlattığına göre, ne Napoleon sevdalısıdır ne de gördüğü yerler hakkında bilgisi yoktur. Burda Hidebrant gördüğü yeri bir dergide görmüş ve uyumadan öncede Napoleon belgeseline denk gelmiştir. Rastlantılarla gördüğümüz şeyler yarım bakılan tam bilgisi olmadan okuduğumuz veya gördüğümüz şeyleri zihnimiz tamamlamak ister ve böylelikle bir örüntü oluşturarak zihnimizdeki yarım parçalarla bir puzzle birleştirmek ister.

Bunlar da bize zihnimizin bir oyununun parçası olarak düşünüyorum.