Pay It Forward

Bir gün bir sosyal bilgiler öğretmeni Dünya'yı daha iyi bir hale getirecek bir plan tasarlama ve eyleme geçme ödevir verir.

Türkçesi iyilik bul, iyilik yap olan 2000 çıkışlı Amerikan drama filmidir.


Konusu: İyilik zinciri oluşturmak.

Yönetmen: Mimi Leder.

Catherine Ryan Hyde'ın aynı isimde bir romanı da mevcut.


İlk duyduğumda filmin adı ters sandım. O kadar kanıksamışım ki, sanki 'bulmadan yapılmayan' bir şeydi "iyilik".

Film, çok güzel bir pazar sabahı tadında başlıyor, müzikli ve hoş.

Öğretmenimiz yeni sınıfında muhteşem bir şekilde başlıyor derse. Ciddi, hakim ve dikkatli. Nasıl yöneteceğini gayet iyi biliyor ve sıkıcı değil. Ayrıca sınıf gayet iyi yetiştirilmiş ve taşkın olmayan çocuklardan oluşuyor.

Konuşma tarzı çok güzeldi, çocuklara farklı bakış açılarını gösterip -özellikle olumlu- hayatta iz bırakmayı hedef yapmalarını istiyordu ve bunun için çok basit bir işleyiş var.

- Dünya senden ne bekliyor?

+"Ne yapman gerekiyorsa onu yapmanı." Güzel bir uyku, kahvaltı, işin ne ise onu iyi yapman.. Aslında hayattaki rolünü herkes iyi yaparsa zaten işleyiş güzel devam edecek mesajı etkileyiciydi. Parti kur oy verelim.


Öğretmenimiz kelimelerle çok ilgili ve bunu hayatında da devam ettirdiği için çevresindeki kişiler de çaktırmadan öğrenmeye çalışıyor.

Çocuğun annesinde, bu çok güzel işlenmiş. Amaç sadece öğrenmesini değil; merak etmesini sağlamaktı.


İlk dersteki beyin fırtınasında çocuklardan dünyada iz bırakmalarını isteyen öğretmen, sadece başroldeki çocuğumuzun fikrini beğeniyor; iyilik zinciri.

İlk halkası bir evsiz. Onu evine alıp, yemek ve banyo ihtiyacını karşılayıp yatacak yer veriyor. Hatta para bile... ve ona bir iş bulup hedefine doğru ilk adımını atıyor. Tek isteği; onun da üç kişiye iyilik yapması.

Tıpkı sabahları birine gülümsemek gibi. O ona, o başkasına diyerek bir dalga oluşturmak.

Bu arada dokunduğu kişiler başkalarının hayatına da dokunuyor ve bu durum birinin dikkatini çekiyor. Bir haberci. Bunu araştırmaya başlıyor. Yolculuklar yapıyor, hapiste birine gidiyor. Bir gün bir evsiz ile konuşuyor.

Sonunda bu işi yapana yani çocuğa ulaşıyor. Röportaj yapılıyor. Tabii, o gün çocuk aslında yapmak istediği etkiyi yapamadığından yani yakmak istediği mumu söndürdüğünden bahsediyor.

Olanlar olduktan sonra muhteşem bir bitiş sahnesi var sırada.

Oyunculukları çok beğendiğim duygu dolu bir filmdi.