PERA PALAS'TA GECE YARISI

Pera Palas İstanbul'un en köklü otellerinden birisi ve geçmişten günümüze birçok turistin dikkatini çektiği gibi oldukça ağır misafirlere de ev sahipliği yapmış ihtişamlı bir otel.

1888 yılında Orient Express Paris-İstanbul seferlerine başlaması üzerine İstanbul'a ulaşan yolcuların alışık oldukları yüksek standartta bir otelin olmadığı fark edilmiş. Bu eksikliği giderebilmek adına 1892 yılında kuruluş çalışmalarına başlanılarak 1895 yılında görkemli bir balo ile hizmete giren Pera Palas, Haliç'in manzarasını misafirlerine sunarken kültürel ve sosyal aktiviteler ile "küçük avrupa" olarak da adlandırılmıştır.

Pera Palas, misafirlerine dönemin şartlarının üstünde hizmet vermeyi amaçlayarak Osmanlı Saraylarından sonra ilk elektrik verilen, ilk elektrikli asansöre sahip olan ve ilk akar sıcak suyun olduğu bina unvanına sahip olmuştur.

Eserleri 45ten fazla dile çevrilen, kutsal kitaplardan sonra en çok okunan kitapların yazarı Agatha Christie'nin de bu ihtişamlı otelden yolu geçmiş ve kitaplarında da olduğu gibi otelde da hala gizemi çözülemeyen olaylar bırakmıştır.

Ünlü İngiliz yazar, 1926 ile 1932 yılları arasında 411 nolu odada konaklamış hatta Doğu Ekspresi'nde Cinayet isimli ünlü romanını da bu odada kaleme almıştır.

Yazarın, 11 gün boyunca ortadan kaybolduğu ve insanları hayrete düşüren bir olaya imza atması sonucu ölümünden sonra senaristlerin yeterli bilgiye sahip olmamasından dolayı bir medyumdan yardım isteyerek Christie'nin ruhundan yardım istemeye çalışmaları ve bu hikayenin sonunda da 411 numaralı odada saklı bir anahtardan bahsettiği bir söylenti de Pera Palas'ın ününe ün katmıştır (bu hikayeye belki başka bir yazıda değinebilirim).

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk de Pera Palas'ta konaklayan isimlerden birisi. Ülkemizin en kritik dönemlerinde 101 numaralı odada konaklayan Atamızın, en önemli kararları burada aldığı bilinmektedir. Mustafa Kemal, önemli misafirlerini de bu otelde ağırlayarak görüşmelerini yapmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün konakladığı oda, büyük bir önem arz ettiği için 101 numaralı oda şu an müze olarak misafirlerini ağırlıyor ve ulu önderin eşyalarını ve ondan kalan izleri ziyaretçilerine sunuyor.

Bu kadar ihtişamlı bir tarihe sahip olan otelin senaristlerin ilgisini çekmesi de kaçınılmazdı ve Pera Palas'ta Gece Yarısı isimli dizi ile Netflix'te izleyicilerle buluştu.

Ağırladığı önemli isimler ve daha önceden de bahsettiğimiz gibi ülkemizin kuruluşunda önemli bir yere sahip olan Pera Palas, dizide de yine aynı konumda yer almaktadır. Her ne kadar ağır eleştirilere maruz kalsa da bence keyifli bir diziydi.

Esra karakterinin araştırma yapıp, yazı yayınlamak için gittiği Pera Palas'ta 411 numaralı odaya girerek bulduğu anahtar ile zamanda yolculuk yapmaya başlıyor ve kendini 1919'da buluyor.

Ülkede İngiliz askerlerinin cirit attığı ve Pera Palas'ta konaklayan isimlerin bir bir göründüğü sahnelerde Mustafa Kemal Atatürk'ü görmek çok kıymetliydi diyebilirim. Ana karakterimizin farkında olmadan geldiğiniz gibi gideceksiniz demesi üzerine Mustafa Kemal'in suikastının gündeme gelmesi ve Halid karakterinin aslında Atatürk'ü korumaya çalıştığını görüyoruz.

Çok fazla ipucu vermek istemiyorum, izlemenizi öneriyorum. Tabi ki fantastik bir dizi olduğu için kişiden kişiye değişebilir ama genel olarak dizi benim hoşuma gitti :)