Prince of Persia ama Roguelite Olanından

Antik İran topraklarına geri dönmeye hazır mısınız?

"The Rogue Prince of Persia", sizi antik Pers İmparatorluğu'nun tahtına götüren destansı bir maceraya davet ediyor. Pers İmparatorluğu'nun hayat dolu bir yorumunu keşfederken karanlık şaman büyüleriyle yozlaşmış Hun ordusuna karşı savaşan Prens'e yol gösterin ve kraliyet ailesinde yerinizi edinin. Her adımda daha fazla gizem ve tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalan prensin hikayesi, karşısına çıkan zorluklarla biz oyuncuları ekran başına kilitleyecek bir merak ve heyecan uyandırıyor. Hikayesi ile çok ön plana çıkan bir oyun olmasa da kısaca değinmek istedim. Şimdi ise en sevdiğim kısma geçebilirim. Oynanış, hızlı tempolu aksiyon sahneleri ve akıcı parkur hareketleriyle dolu. Oradan oraya atlamak o kadar keyifli ki anlatamam. Prens olarak çatıların üzerinden atlıyor, duvarlardan koşuyor ve düşmanlarla destansı dövüşlere giriyoruz. Duvarlardan koşma mekaniği, ana oynanışta çok önemli bir yer tutuyor. Bu mekanik, düşmanları yenmek ve özellikle boss dövüşlerinde kullanılmak üzere özel olarak tasarlanmış. Sıkı kontroller ve sezgisel hareket sistemi sayesinde biz oyunculara tam kontrol hissi veriyor. Ayrıca, çevreyi kullanarak düşmanları alt etmek ve ortalama zorluktaki bulmacaları çözmek, oynanışa stratejik bir derinlik katıyor. Prens olarak kraliyet ailesinde yerimizi edinmek ve düşmanlarımızı yenmek için becerilerimizi sonuna kadar kullanmamız gerekiyor. Oynanış kısmını kapatmadan önce oyunun bundan sonraki en önemli kısmına gelelim. Oyundaki seviyeler prosedürel olarak oluşturuluyor, bu da biz oyunculara her oyun deneyiminin benzersiz olmasını sağlıyor. Bu rogue-like yaklaşımı, biz oyunculara sürekli bir tazelik hissi verip tekrar oynamayı teşvik ediyor.

Bir de tekrar tekrar oynarken arka plana ve mekanlara aşırı güzel uyan müzikleri beni çok etkiledi. Müzikleri kim yapmış ve bestelemişse parkur ve aksiyona çok uyuyor. Bu özellik de oynarken akıcılığı ekstra artırırken sizin de gaza gelmenizi sağlıyor. Bazen sadece müziklerini duymak için bile tekrar run'a başladım. Oyunun haritası, antik Pers İmparatorluğu'nun büyüleyici ve tehlikeli bölgelerini keşfetmemizi sağlıyor. Geniş çöl alanlarından, gizemli tapınaklara ve daha birçok farklı bölgeyi ziyaret ediyoruz. Her bölge, kendi benzersiz atmosferi ve tehlikeleriyle dolu. Düşman dizaynı ise gerçekten etkileyici; sıradan yaratıklardan, mistik canavarlara ve devasa bosslara kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Her düşman türü, kendi saldırı desenleri ve zayıf noktalarıyla geliyor, bu da savaşları hem zorlu hem de tatmin edici kılıyor. "The Rogue Prince of Persia"da, çeşitli silahlar ve madalyonlarla dolu bir cephanelik kullanarak düşmanlarımızı alt ediyoruz. Prens, kılıç, hançer ve balta gibi farklı silahları ustalıkla kullanabiliyor. Her silah, farklı bir oyun tarzı ve strateji gerektiriyor. Erken erişimde olduğu için silahlarımız ve madalyonlarımız kısıtlı olsa bile yine de bize uzun bir deneyim sunuyor. 6 tane ana silahımız, 5 tane ikinci silahımız ve saymaya üşendiğim kadar farklı madalyonumuz var. Tabii ki de bunlar oyun tam sürüme çıkana kadar artırılıp çeşitlendirilecek ama şu anki halinde bile bana 12 saatten fazla oynattı. Şu anda erken erişimde olan oyun geliştirici ekip tarafından, oyunculardan gelen geri bildirimleri dikkate alınarak sürekli olarak güncelleyeceklerini söylediler. Gelecek güncellemelerde, yeni bölgeler, silahlar ve yeteneklerin yanı sıra hikayeye ek bölümler eklenmesi planlanıyormuş. Erken erişimde olan oyun, şimdiden derin ve zengin bir deneyim sunuyor, ancak gelecekteki güncellemelerle daha da büyüleyici hale gelmesini bekliyorum.

"The Rogue Prince of Persia", etkileyici hikayesi, dinamik oynanışı ve zengin içerikleriyle dikkat çeken bir oyun. Antik Pers'in büyüleyici dünyasında heyecan verici bir yolculuğa çıkmak isteyen herkes için kaçırılmaması gereken bir deneyim sunuyor. Hazırsanız, kılıcınızı kuşanın ve prensin kraliyet ailesindeki yerini edinmek için savaşa katılın!