Psikanaliz ve Kapitalizm Akraba mı?
Psikanalizin kapitalizmle hangi taraftan akraba olduğunu bulmaya ne dersiniz?
İzlediğimde büyük ölçüde şüphelerimi doğrulayan The Century Of Self belgeseliyle birlikte yavaş yavaş köklenmeye başlayan kapitalizm ve psikanaliz arasındaki ilişki yönündeki görüşlerimi size eğlenceli bir bakış açısıyla sunmak istiyorum.Psikanalizin ne olduğu ve ne üzerine inşa edildiği,Adam Smith'in kurucusu olduğu kapitalist ekonominin temelde neyi savunduğu,Ben Devri belgeselinde bu ikisi arasındaki ilişkiyi ve Freud'un kuramını toplum kaosunu önlemede kullanan Freud'un yeğeni Edward Bernays'in izlediği bazı stratejilere yer vereceğim.Eğer okumaya hazırsak başlayalım mı?
1)Psikanaliz Temelde Neyi Savunur?
2)Kapitalizm Nedir ve Amacı Nedir?
3)Psikanaliz ve Kapitalizm Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
4)Edward Bernays Bu İlişkiden Toplum Kaosunu Önlemek Adına Nasıl Yararlanmıştır?
1) Psikanaliz Temelde Neyi Savunur?
Davranışların ve düşüncelerin biz farkında olamasak da bilincin dışında bir zihnin etkisiyle oluşup şekillendiği üzerine kurar kuramını Freud.Yaşamın yönünü bizden bağımsız olarak ele alan ve bizdeki kontrol duygusunu reddeden bu kuramın bu yöneliminin pek iç açıcı olduğunu söyleyemeyiz.Bilinçaltımızda cinsellik ve saldırganlık gibi ilkel hazların olduğunu ve akabinde bunların uygun bir şekilde yönetilmezlerse kişiyi bir kaosa iteceği ve toplum karmaşasında da bu kaosun içinden çıkılmaz bir hal alacağı uyarısını da yapıyor aynı zamanda Freud.Topluma yabancılaşan ve sosyal izolasyona mahkum ruhların sayısız olması,cinsel suçlar ve provokatif davranışlarla karakterize sosyal suç faillerinin olması bu duruma açık örnek teşkil ederler.
2) Kapitalizm Nedir ve Amacı Nedir?
Adam Smith'in öncüsü kabul edildiği ve özel mülkiyete ve kazancına verdiği önemle şüphesiz ekonomi tarihinin en dikkat çeken politikalarından biri olmuştur kapitalizm.Verilen emeğe bakılmaksızın hızlı bir para kazanma gayreti ve tüketim çılgınlığı gibi doğurguları olan bu politikada mülkiyetle beraber mülkiyetin hakkı da da kişiye aittir.Peki verilen emeği neredeyse hiçe sayan ve olabildiğince fazla paraya mal olan bu yaklaşım neden her geçen gün daha da benimsenmektedir?Kazancının büyük bir kısmını bu uğurda neredeyse bitiren kişiyi memnun eden ve heyecanlandıran şey tam olarak nedir?İhtiyacı olmadığı halde mülkün sahibine katlarca parayı bahşeden bu düzen veya kaosta kişiyi her defasında almaya ve tüketmeye iten şey nedir?Alışveriş mağazalarında indirim haberi görünce birbirlerine fiziksel boyutta da zarar verebilecek seviyeye ulaşan bu insanların nasıl bir psikolojisi vardır?Bu ekonominin kurbanı veya idame ettiricisi olmak hangi noktalardan tatminkar geliyor?Bu sorulara psikanaliz ve kapitalizm arasındaki ilişkiye yer vereceğim sonraki bölümde cevaplar bulmaya çalışacağım.
3) Psikanaliz ve Kapitalizm Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
İlk bölümde insanların bilinçaltında ilkel hazların yönetilmemesinin karmaşık sonuçlara zemin hazırladığını öğrenmiştik.Bu ilkel hazların cinsellik ve saldırganlık üzerine olduğunu da bildiğimizi varsayıyorum.Ancak altılı yaşlardan itibaren bu hazları susturan ve onları terbiye eden bir denetim mekanizması olan üst benliğimizin oluşmasıyla birlikte bu hazları yaşayamadan topografik modeldeki buz dağının en derinlerine gömeriz.Ancak kapitalizmle beraber yavaş yavaş yüzeye çıkan buz dağının bu kısmının insanlardaki çılgın bir psişik enerjinin boşalması olduğu kanaatindeyim.Yani deliler gibi alışveriş yapmak,en pahalı olanı almak,zengin zevklere sahip olmak kişinin bu hazlarını okşayıp onu tatminlik hissine eriştiren türden deneyimlerdir.Yargısız,müfettişsiz,akıl hocasız ve bir başına özgür olan bu hazları yaşamanın verdiği özgürlük ve tüketme arzusu kişiye heyecanın da doruklarını yaşatır aynı zamanda.Hatta olaya şöyle bir boyut da kazandırabiliriz;The Century Of Self filminde Freud'un yeğeni Edward Bernays'in toplumdaki kaosu ve kalabalıkları yönetmek için Freud'un o zaman söylediklerinden yararlandığını biliyor muydunuz?Atılacak hamleler ve devletin başına geçecek devlet adamlarının topluma nasıl bir yansıması olacağı ve insanların ne şekilde davranacağı gibi konularda öngörülerde bulunan Freud çoğunda da yanılmamıştı.Örneğin ona göre sigara içme yasağının ortadan kalkmasıyla birlikte kızların sokakta serbestçe sigara içmesi onlardaki 'Penis Kıskançlığı' adı verilen olayın bir örneğidir.Çünkü sigarayı elde tutup özgürce içebilmek onlara erkeklerdeki bağımsızlık ve özgürlük gibi duyguları yaşatıyordu.Yani kalabalıkları ve kaosları yönetmek için önce kadınları ve erkekleri özgür kılmak gerekirdi.Bu hamleleri sonraki bölümde detaylı bir şekilde açıklamaya ne dersiniz?
4) Edward Bernays Bu İlişkiden Toplum Kaosunu Önlemek Adına Nasıl Yararlanmıştır?
Billinçaltında malzemenin tamamen bastıırlıp inkar edilmesinin zorluğuna defalarca vurgu yapan Freud'un bu minvalde söyledikleri Bernays için kılavuz niteliğinde olmuştur.Eğer kalabalıkları yönetmek istiyorsak ve büyük kaosları ketlemeyi amaçlıyorsak öncelikle psikolojik kaosları azaltmak gerekir.Bu kaosun bilinçdışındaki arenalarda gerçekleşiyor olması onlara dışarıdan müdahale edilemeyeceği anlamına gelmiyordu.Bu fikri ortaya atan Edward,giyim modasında insanların istediklerini alıp özgürce giymeleri ve hızlıca tüketmelerinin buna örnek olabileceğini söylemiştir.Bununla birlikte erkeklere göre kadınlar için yasak olduğu düşünülen bir takım deneylerle tabuları ortadan kaldırmanın kadınları memnun etmesi buna kanıt oluşturabilir.Amerika'da yaratılan ve arzuların ihtiyaçları gölgede bıraktığı bir mantalitenin de doğuşu olan bu durum,insanların duygusal ve psikolojik açıdan kendilerini bir akışa bağlamaları demektir.Kitleleleri uslu çocuklar haline getiren bu girişim aynı zamanda zihnimizdeki irrasyonel güçlere karşı ördüğümüz bariyerlerin esnetilmesi demekti.Bu da insanları rahatlatan bir deneyim ve toplum hastası olma ihtimalini düşürecek bir şeydi.Halkı özgürleştiren adam olarak 1900'lü yıllara damga vuran Wilson'un da böyle bir işlevi olduğu kanısına varabiliriz diye düşünüyorum.