Remarque Işığında Edebiyat Neden Okunur?
Remarque, “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” adlı eserinde edebiyat neden okunur sorusuna ışık tutuyor.
Savaş karşıtı yazar, Remarque, savaşın bütün acı gerçeklerini gözler önüne seren “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” adlı eserinde, çarpıcı anlatımı ve okuyucuyu uzun süre etkisi altına almasıyla edebiyat neden okunur sorusuna ışık tutuyor.
Edebiyat okunurken haz ve zevk uyandırır. İnsanın, kendi düşüncelerinden arınarak yeni bir dünyaya adım atmasını sağlar. Bunu sağlayan şey ise sadece edebiyatta olan kurmaca faktörüdür. Her şeyin bir kurmacadan ibaret olduğunu bilerek okuma tam okumadır. Remarque, her ne kadar eserinde gerçek olaylardan esinlense de içine kattığı yoğun duygu ve dramalar sebebiyle okuyucuyu farklı bir dünyaya ışınlar.
Okurken keyif alacağımız eserler kendi zevkimize göre değişir. Ayrıca bir eseri okurken zevk veren noktalardan biri yazarın o eseri tüm gerçekliği ile okuyucuya geçirebiliyor olmasıdır. Erich Maria Remarque, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok romanında bunu başarmıştır. Fransız askerin yemeğini bayat bulduğu için yemek istememesi ancak karşı tarafta Alman askerlerinin bir kase yemek için birbirleriyle yarışmaları ve Tjaden kendisini öldürürken karşısındaki askerin ilgisinin Tjaden yerine onun yemeğinde olması gibi o dönemin şartları ve açlık psikolojisinin güzel bir gösterimi sunulmuştur. Ayrıca, romanın sonunu tahmin edemediğimizden, merak duygumuzu açığa çıkararak okurken keyif almamızı sağlar.
Okuduğumuz eserler, farkında olmadan içimizde geri plana attığımız duyguları açığa çıkarır ve kendimizin bir yansımasını buluruz. Edebiyatın insana yaşattığı duygulardan en önemlisi nitekim empatidir. Kat’in ölen asker arkadaşları için “En azından huzur içindeler. Biz yaşıyoruz.” demesinden ölmenin savaşmaktan daha iyi olduğunu ve bu süreçte yaşadıkları travmanın izlerinin asla geçmeyecek olmasını içtenlikle hissettim. Ayrıca, askerlerin en başta vatanları için savaşacaklarından dolayı mutlu ve umutlu olmaları ancak savaş esnasında bu mutluluğun yavaş yavaş gitmesi ve yerini çaresizliğe bırakması, beni karakter ile duygusal bir yolculuğa çıkararak roman boyunca karakterler ile aynı hisleri yaşattı. Bu hisler; savaşa, hayata ve etrafımda gelişen diğer olaylara bakışımı değiştirdi. Kısaca, edebiyat bende bıraktığı etki ile düşüncelerimin gelişmesine yardımcı olarak yeni bir hayat görüşü oluşturdu.
Savaş karşıtı olan Remarque, roman boyunca sık sık savaşın ne kadar kötü bir şey olduğuna değinir. Kat’in okumayı bilmediği için birçok eserden mahrum kalmasının yanında karısından gelen mektubu bile okuyamaması bu durumda okumanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Erasmus’un düşüncesi gibi; savaş eğitimi yok eder.
Edebiyat, okuyarak kendimizi geliştirmemizi sağlar. Geçmişte bu tür nedenlerle kitap okuma oranı bir hayli azdı ancak şu an kaynağa ulaşma imkanı daha yüksek olduğu halde kitap okuyan sayısı hala az. Albert’in yanmış vücudu ile suya ulaşmaya çalışması gibi biz de üzerimizdeki cahillikten kurtulmak için kitapların her bir kelimesine sığınmalıyız.