Rönesans'ın İlham Kaynağı : Simonetta Vespucci

Bir ressam size aşık olursa sonsuza dek yaşarsınız.

Simonetta Cattaneo, 1453 yılları civarında, doğum yeri kesin bilinmese de tahmin edilene göre şu anda İtalya'nın Ligurya bölgesinde bulunan Cenova'da dünyaya geldi. Floransalı şair Politian, Simonetta'nın evinin bulunduğu bölge hakkında şunları söyledi: "Öfkeli Neptün'ün kayalara çarptığı, deniz kıyısının yukarısındaki o sert Ligurya bölgesinde... Orada, Venüs gibi, dalgaların arasında doğdu."

Babası Cenova soylusu ve aristokratı Gaspare Cattaneo della Volta ve annesi Cattocchia Spinola'ydı.

Simonetta henüz 16 yaşındayken, kaşif ve haritacı Amerigo Vespucci'nin uzaktan kuzeni olan Piero'nun oğlu, Marco Vespucci ile evlendi. Marco'nun babası, Piero Vespucci İtalya Piombino'da Cattaneo ailesi ile tanıştı. Marco, o dönem Cenova'da hukuk ve işletme eğitimi alıyordu. Simonetta'nın babası Gaspare Cattaneo da orada çalışıyordu ve Marco, bu vesileyle Simonetta ile tanışma fırsatı buldu. Onun güzelliğinden ve zarafetinden oldukça etkilenen Marco, Simonetta'ya sırılsıklam aşık oldu.

Böylelikle 1469 yılının baharında San Torpete kilisesinde anlı şanlı bir düğünle evlendiler. Düğüne, Kuzey İtalya'dan neredeyse bütün asil aileler katıldı.

Yeni evli çift Floransa'ya yerleşti. Söylenenlere göre Simonetta sarayda hızla popülerleşti. Dönemin Floransa yöneticisi ve oldukça güçlü bir aile olan Medici ailesinin oğlu Guilliano'yu ve ressam Sandro Boticelli'yi güzelliğiyle etkiledi. Birbirlerine birer kardeş gibi yakın olan bu iki arkadaş aynı kadına aşık oldu. Hatta bir rivayete göre Simonetta evli olmasına rağmen Guilliano ile yasak aşk yaşamıştı.

1475'te Giuliano, Piazza Santa Croce'de düzenlenen ve bir mızrak dövüşü turnuvası olan La Giostra'ya katıldı ve turnuvayı kazanarak o etkinlikte Simonetta'yı "Güzellik Kraliçesi" olarak aday gösterdi. Genç kızın sıra dışı güzelliği Floransa'da ün kazanmıştı. Giuliano'nun bu gösterisi  saray aşkı geleneği çevresinde değerlendirilmelidir. Çünkü Simonetta evli bir kadındı.

Ancak onu bu kadar unutulmaz yapan şey güzelliğinin ilham kaynağı olmasıydı. Dönemin en ünlü ressamlarından biri olan Sandro Botticelli, genç kadına aşıktı ancak bu aşk karşılıksızdı. Botticelli de aşkını tablolarıyla ölümsüzleştiriyordu. Bir varsayıma göre, Botticelli birçok eserinde Simonetta'yı resmetmiştir. Birtakım sanat tarihçilerine göre bu sadece romantik bir saçmalık ve alelade bir dedikodu olarak görülse de bazı resimlerine baktığımızda hep aynı yüz hatları ve altın gibi sapsarı saçlar birçok kişiye Simonetta'yı anımsatıyor.

Simonetta, mızrak dövüşünden sadece bir yıl sonra 1476 yılında hayatını kaybetti. Ölüm sebebinin tüberküloz olduğu söyleniyor ancak bazı kaynaklar kocasının kıskançlığına yenik düşerek Simonetta'yı zehirlediği yönünde. O dönem Rönesans İtalya'sında bu durum oldukça yaygındı. Tabii ki bunun gerçek olup olmadığını asla bilemeyeceğiz. Simonetta, öldüğünde 23 yaşında gencecik bir kızdı. Herkesin hayranlık duyması için açık bir tabutta şehirde dolaştırıldı.

Marco Vespucci, eşinin ölümünden kısa bir süre sonra yeniden evlendi.

Botticelli için bu durum tamamen bir trajediydi. Simonetta, onun platonik aşkı olmanın yanı sıra ilham perisiydi.

Botticelli, en meşhur tablosu olan ve birçok resminde olduğu gibi yine Simonetta'yı resmettiği düşünülen "Venüs'ün Doğuşu"nun çizimini tam 10 yılda tamamladı ve 1486 civarında resmi bitirdi.

Botticelli, hiç evlenmedi ve vasiyet olarak öldüğünde Simonetta'nın yanına gömülmek istediğini söyledi. 34 yıl sonra öldü ve bu isteği yerine getirildi. Floransa'da bulunan Ognissanti Kilisesi'ne Simonetta'nın ayak ucuna defnedildi.