Rupi Kaur: 21. Yüzyıl Feminizm Şairi

Rupi Kaur üzerine.

21. yüzyıl şiirinin en dikkat çeken ve en sevdiğim yanlarından birisi, her türlü konuyla ilgili olabilmesidir. Çeşit çeşit konular, en önemsizinden en önemlisine; cinsiyet, ırk, din, siyasi görüş fark etmeksizin şiirlerde işlenebilir. Yalnızca “beyaz ve erkek” dominantlığından kurtulan edebiyat, kıyıda köşede kalmış küçük ve bastırılmış seslerin duyulduğu bir yer haline gelmiştir. Bu gelişmelerin hepsi 20.yüzyılın sonlarından başlayarak 21.yüzyıla kadar devam etmiştir.

Bu nedenledir ki, bastırılmış seslerden en büyüğü 21. yüzyılın en popüler konularını oluşturmuştur: kadınlar. Kadınlar konuşmaya/yazmaya başladıkça şiirlerde feminizm, kadının cinsel özgürlüğü, kadının objeleştirilmesine karşı gelme, annelik, kız çocuğu olmak, kadın bedeni, tecavüz gibi konular çok daha açık şekilde işlemeye başlamıştır. Tabi ki, daha önceki yüzyıllarda da bu konularla ilgili yazılıp çizilmiş ancak tüm çıplaklığıyla ve sansasyonelliğiyle 21. yüzyıla damga vurmuştur. Bu şairlerden en geniş kitlelere ulaşan, şiire yeni bir soluk getiren ve çokça tartışmaya sebep olan yazarlardan birini, Rupi Kaur’u masaya yatırmak isterim.

Kanadalı şair ve çizer olan Rupi Kaur, Hintli bir kökenden gelmekte. Instagram ve Tumblr’da görsel şiirleriyle ünlenmiş ve ilk kitabını kendisi yayınlamış. Şiir kitapları on bir milyon satmış ve kırk üçten fazla dile çevrilmiştir. Bugün Instagram’da dört buçuk milyon takipçisi olan Kaur en ünlü şairlerden biri. Kaur’un ilk kitabı Süt ve Bal’ı ilk okuduğumda nasıl dehşete düştüğümü dün gibi hatırlıyorum, o zamanlar şiir sevmeyen beni bile çizimleriyle yazdıklarını okumaya davet etmişti ve fazlasıyla etkilenmiştim. Kaur’un şiirleri içten, dokunaklı, etkileyici ve sarsıcıydı. Ayrıca bunları kısacık şiirlerle, çok basit cümlelerle yapıyordu. Bir şiirinden alıntı yaparak göstermek istiyorum;

"o kadar korkuyordun ki

sesimden

ben de karar verdim

ondan korkmaya"

Bu dört dize, şiirini oluşturuyor. Sonunda nokta yok. Şiirin ne demek istediği oldukça açık, süslenmemiş, gerçekliği, gözlemlerini yüzümüze çarpıyor. Kaur “free verse” dediğimiz serbest şiir şeklinde yazıyor, ölçüsüz uyaksız, fırtına gibi serpiştirilmiş gözlemler, ifadeler, metaforlar. Kaur bir röportajında bilerek basit ve sadede gelerek yazdığını söylüyor. Bunu muhtemelen herkese ulaşabilmek için yapıyor, sanatın insanlar için olduğunu düşündüğünden. Kazım Ali ve Timothy Yu gibi yazarlar özetle onun fazla basit yazdığını, herhangi bir zanaat yapmadığını, şiirinin yüzeysel olduğunu düşündüklerini belirtse de ben Rupi Kaur’un başarısının buradan geldiğini düşünüyorum, basitliğiyle dört milyon insana ulaşmayı başarıp bu insanları etkileyip şiiri hayata döndürdü. Şiir onunla birlikte belki de, ilk kez bu kadar üst sınıf olmaktan çıkıp halka ait oldu. Şiirleri oldukça yenilikçi, farklı ve sıra dışı, işlediği konular gibi; kadın bedeni, eşitlik, öz sevgi, anksiyete, annelik, rıza, feminenlik, kadınların cinsel özgürlüğü. Korkusuzca işlediği bu konular, çoğu kadına da kendini sevmeyi, kabullenmeyi ve kendi sesinden korkmamayı öğretti.

Kaur 21. yüzyılın en büyük feminist şairlerinden biri. Yazdığı şiirler, bulduğu yeni konular, yaptığı gözlemlerle ve büyük kitlesiyle çok daha fazla kadına ilham olmaya devam edeceğine inanıyorum. Azınlık olan kadınlarla ilgili konuşarak ve sesini yükselterek hepimizi etkilediğini ve hepimizi cesaretlendirdiğine inanıyorum.


Kaynakça

“Rupi Kaur.” Poetry Foundation, Poetry Foundation, www.poetryfoundation.org/poets/rupi-kaur  Accessed 5 Nov. 2023.