Sabit Alışkanlıklar Diyarı

Filmin pişmanlıkları yokmuş gibi, her şey başlangıçtaki kadar güzel kalmış gibi

Küçük bir an için. Kapısında kendinin, nefes almak için. Bunalmak ve tükenmek bugünün kelimeleri ve bugünün kararı dönmek değil. Rahatlamış gibi, kocaman yükleri kaldırıp dirseklerine hiç acımadan atmış gibi. Üzerindeki tüm elbiselerden kurtulmuş gibi, senin gibi. Ben bir parça daha alayım kendimden, dağıtırım yoldan geçenlere demiş gibi. Sevinmiş gibi, nefes almayı özlemiş gibi ve özenmiş gibi hep burda yaşayanlara. Yeni gelmiş o, daha tadı damağında kaçışların.En güzel şarkı şu an çalan, en güzel yemek şu an yediğim, en güzel adam şu an öptüğüm. Meğer ne çok yorulmuş koşa koşa koşmaktan ve dura dura susmaktan. Anlaşılmamaktan, anlatamamaktan. Meğer ne güzelmiş bağır çağır konuşmak, içinden geldiği an ve korkmadan ağlamaktan. Bu nasıl bir cezaydı? Şimdiki ne tür bir ödül?

Minik bir anı, kocaman acı karşılığı. Değmeyen onca şey gibi, rüyalarda gördü herkesi ve vurdu kırdı ellerinde ne varsa kafalarında kollarında. Savaştı, yaralar açdı ve aldı, elinden geldiği kadar da kaçtı. Bir hikaye ve tanıdık sanki dilinin ucunda, nasıl söylenir bu kadar değil umrumda? Koşsunlar, oynasınlar ve kanasınlar alabildiğine. Sen sen misin ki bugün yardım edesin birilerine? Hadi oradan, zaten tuhaf ve aydınlık her yer, gidin gidin görmek istemiyor işte. Yine buluşursunuz, aldıklarınız bugüne yeter. Ve bekleme, sakın bir kez bile ardını düşünme.

Biz dalarken o uyudu, dur yapma dediler ne dinledi ne duydu. Korkmak tasasındayız bugün, kıyametler sıralandı. Hayat mı bu, sanmam aldığı nefes öyle tatlı öyle güzel. Yüzüne bir baksanıza dönüp, şu gelen renk doğanın içinden sanki alı mor ve moru al. Pişmanlık kelimesi, nerden gelir bu neyin nesi. Şakalar yapın ona, yapmasanız da güler yüzü ve parlar gözü. Bu ne dünyası, almazı almaz vermezi kaçmaz. Bunalmak ve tükenmek bugünün kelimeleri ve bugünün kararı dönmek değil.