Saç Örgüsü: Karmik Yaşamlar / La Tresse

Karma ve Dharma'yı, Laetitia Colombani'nin yazdığı ''Saç Örgüsü'' kitabıyla, üç kadının yaşamlarını farklı perspektiften inceleyelim.

Hayatımızın karması nedir, dharması nedir?

Hepimiz bu hayatta ceza-ödül sistemiyle yaşıyoruz aslında. Hangi ülkede doğduğumuz, hangi dine mensup olduğumuz, hangi toplumun bir bireyi olduğumuzun bir önemi bu noktada yok çünkü hepimiz bir noktada ''bedel ödemeli'' ve bunun karşılığında ''ödül almalıyız'' diye düşünüyoruz, nasıl eylemler sergilediğimizi ve eylemlerimizin ne sonuçlar getirebileceğini düşünmeden. Halbuki, yaşamın karması ve dharması bu demek miydi, çevremizin kendilerini dışarıya kapatıp yaşadıkları gibi yaşayıp, kendi bakış açımızı da sınırlamak mı demekti? Hayır bu değildi. Karma ve Dharma'yı, Laetitia Colombani'nin yazdığı ''Saç Örgüsü'' kitabıyla, üç kadının farklı perspektiften anlatılan yaşamlarından inceleyelim.

Saç Örgüsü, üç farklı kadının hayatlarının zorluklarını ele alan akıcı bir kitap. Üç farklı kıtadan, üç farklı insan hayatını okumak inanılmaz ufkunuzu açıyor. Hayatlarını değiştirmek için adım atan üç kadın karakterin karmik hayatlarını okurken, karmanın ve dharmanın anlamını ve cesur olmanın ne demek olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Yaşam dediğimiz, aslında ne için savaşıp neyi kazanmak istediğimizle alakalı. Bizim neye boyun eğip hangi fırsatları kaçırmayı tercih ettiklerimize biz yaşam diyoruz çünkü yaşamımızı bizim seçimlerimiz oluşturuyor. Yaşamımızın mottosunu, kendimizin seçimleri olduğunu, Hindistan'ın Badlapur Köyü'nde yaşayan Smita'nın öyküsüyle açılış yapan kitapla fark edeceğimiz bir yolculuğa başlıyoruz. Smita'nın karması, bir Dalit olmasıyla, geçmiş yaşamlarından işlediği bir suçla sahip olduğu yaşamdı. Bu yaşamda dharmasına ulaşması için bir Dalit gibi yaşamayı hak ettiğini düşünüyordu. Fakat Smita karakterinin aslında dharmasının bu olmadığını, dharmasını kendi seçebileceğini fark edebileceğini, kendi seçimleriyle kendisinin karma döngüsünü kırıp bir sonraki yaşamında değil bu yaşamında dharmasına sahip olacağını öğrenecektik. Böylece kaderini değiştirmeyi tercih eden bir kadının, aynı şekilde kaderini değiştirmeyi tercih eden diğer iki kadının da hayatını nasıl etkileyeceğini gözlerimiz yaşlı bir şekilde okuyacaktık. Smita'nın boyun eğmemeyi tercih etmesi, kendi yaşamındaki bir döngüyü kırmak amacıyla en başta kendi sınıfına, sonra da dünyaya kafa tutması, cesurluğun anlamını literatürde tekrardan değiştiren adımlardan. Smita karakteriyle birlikte, bir küçük adımın, nasıl bir büyük adıma dönüşeceğini okumak, yaşamlarımızın karmikliğini göz önüne seriyor ve küçücük bir adım atmanın, gerçekten de hem kendi dünyamızı hem de başkalarının dünyanlarını değiştirebileceğinin kanıtı. O yüzden benim gözümde, Smita'nın romandaki yeri çok büyük. Hayatımızda evet ve hayırlarımızın, karma ve dharmamıza katkısını görüyoruz.

Hindistan. Smita. Kızı Lalita'nın kaderini değiştirmeyi tercih etmesiyle, yoksul yaşamdan bir kaçış yolu yaratmaya çalışarak, doğup büyüdüğü köyü kızıyla birlikte terk ederek, çetin koşullarda ulaştığı tanrısına ulaşmak için gittiği Tirupati Tapınağı'nda kestirdiği saçlarıyla Sicilyalı Giulia'nın ve Kanadalı Sarah'ın hayatını da değiştireceğini nereden bilebilirdi ki? Kendi dharmasının, önce kendi özgürlüğü için savaşıp sonrasında başkalarının özgürlüğüne katkıda bulunması olduğunu nasıl öngörebilirdi ki? Bunun için sadece inancı gerekliydi. İnanç onun hayatını değiştirdi.

İtalya. Giulia. Ailenin önemini ve ailede yaşattığımız karakterinin önemini anlatan karakter. Ailemizi seçemiyoruz ama ailemizin kaderini değiştirmek bizim elimizdeyken ne yapacağız? Ailemizden onay almak için hep uslu anılan çocuk olmayı mı bekleyeceğiz yoksa ailemizin geleneklerini sürdürebilmek için yeri geldiğinde ailemize bile bir başkaldırı yöntemi mi geliştirmemiz gerekiyordu? Giulia'nın, babasının geçirdiği kazayla birlikte değişen kaderini kitabın içinde kaybolarak okuyoruz. Babasının kazasından sonra gelişen durdurulamaz olayların, Giulia'nın özgürlüğünü ele alması için olduğunu nasıl tahmin edebiliriz ki? Bu durum kendi hayatımızda kötü bir olay yaşadığımızda, sızlanmamızın işe yaramayacağını çünkü kötü olayların, kendi özgürlüğümüzü seçmemiz için, mutluluk yaratabileceğimiz yollara vesile olacağını anlamamız için büyük bir mesaj diyebiliriz. Hayatına giren bir yabancının kaderini değiştirmesine izin vermesiyle, ailesinin geleneğini, atölyesini, kurtarmayı tercih eden bir kadının hikayesine dahil olmalıyız hepimiz. Smita'nın kestirdiği saçların Giulia'nın Sicilya'daki aile yadigarı olan saç atölyesine ulaşması, Smita'nın umudunun, ondan habersiz Giulia'nın umudu olacaktı.

Kanada. Sarah. Başarı hiçbir zaman kolay elde edilen bir şey değildir, başarı için bedel gerekir ancak başarı dediğimiz şey sabah gözümüzü açar açmaz zihnimizin bir bilgisayar gibi çalışması mıydı? Eskiden başarılı olan Avukat Sarah'a sorsanız ''evet'' diyebilirdi. Ancak kaderini değiştiren hastalığının, farkındalık olduğunu anladığı an hayır diyecekti. Bu farkındalığa erişmesi için, saçlarını kazıtıp, bilmeden Sicilya'da Giulia'nın saç atölyesinde, Hindistanlı Smita'nın işlenmiş saçlarını peruk olarak takmaya başlaması gerekiyordu. Çünkü gerçekten de başarı için bedel gerekiyordu, karmalarımız bedeldi ama bedeller, bizim ödüllerimizdi aynı zamanda.

Dünyaya farklı bir gözden bakmamızı sağlayan, kadın olmanın zorluklarının hala hangi topraklarda, kıtalarda nasıl işlediğini tüm gerçekçiliğiyle ortaya koyan bu kitap, bütün kadınların ve erkeklerin okuması gereken bir kitap. Eğer siz de karma ve dharmanızı anlamak istiyorsanız, önce kendi hayatınıza bakmanız gerekiyor. Hayatınızdaki taleplerinizi, özgürlük olarak adlandırmak istediklerinizi Saç Örgüsü'nü okuyarak keşfetmenizi öneriyorum. Bu hikayeye dahil olmanın özel hissini herkes deneyimlemeli.