Sait Faik' in Sinağrit Baba Öyküsünün İçeriği
Sinağrit Baba Öyküsünün İçeriği Nedir?
Her canlı var olduğunu anlamaya başladığında yok olmaya ne kadar yakın olduğunu da anlamaktadır. Doğumdan ölüme giden süreçte varlıklar tercihler yapmak zorundadır. Sait Faik’in Sinağrit Baba hikayesi de bir tercih sürecini ve tercih sonundaki düşünceleri konu alır. Sinağrit Baba yaşlanmaya başladıkça yapacağı tercihe odaklanmaktadır, kendinden aşağıda gördüğü bir vatoz balığı tarafından telef edilmek istemediği için bilinçli, danışıklı bir ölüm aramaktadır. Var olmakla yok olmak arasındaki süreci kader olarak gören balık için tercih yapmak da zorunlu ve kader denecek bir durumdur. Ölümün tüm varlıkların kaderinde olduğunu iyi bilen Sinağrit Baba nasıl öleceğini ve kimin bu ölüm için işçi olacağını seçmenin de kader olduğunu biliyordur. Olta sahiplerinin karakterlerini etik ve ahlaki değerler açısından inceleyerek, oltaların kenarında iç monologlar kurarak onu varlığından yoksun kılmaya kimin hakkı olduğunu düşünmektedir. Kimi balıkçıları ahlaksız, cimri diye eledi, kimilerine kusur bulabilmek için defalarca düşündü. Bir olta sahibinin iğnesini dümdüz etti, insan diliyle ölümden paçayı son anda sıyırdı. Bazı balıklar diğer balıkları kurtarabilirdi ama her balık kurtulmak için gerekenleri akıl edemezdi. Birlik olmak, akıllı olmak gerekirdi… Sinağrit Baba ölüm tercihine iyice odaklandı. Hayatını sonlandırması sebebiyle en önemli tercihinde ince eleyip sık dokuduktan sonra ani bir kararla tam benim aradığım adam dedi ve bir oltaya yem oldu. Ömrü boyunca sınanmamış, yaşamamış ve daha da önemlisi tercihler yapmak zorunda bırakılmamış ya da karşılaştırılmamış bir işçiye talihsiz bir seçimle yem oldu Sinağrit Baba. Talihli ve zengin bir adam olmasaydı eğer bu oltacı hepsinden daha beter niteliklere de sahip olabilirdi. Bilinmezdi tabii ne olacağı ama ihtimaller bile Sinağrit babayı pişmanlığa sürüklemiştir ama tercih sonuçlanmıştır.