Seçilmiş Travmalar

Travma sadece bireysel seviyede mi deneyimlenir? Ulus, ırk ve etnik gruplar da travma yaşayabilir mi? Neden büyük gruplar travma yaşar?

Etimolojik olarak Yunanca "yara" anlamına gelen "travma" kelimesi (Aygan, 2024), Amerikan Psikoloji Birliği (t.y) tanımına göre kaza, suç, istismar, doğal afet ya da sevilen birinin kaybı gibi olumsuz durumlar karşısında verilen duygusal tepkilerdir. Böylesi durumlarda failin karşısında güçsüz bir konumda bulunan travma mağduru, artık çaresiz olmakla birlikte kontrol, bağ kurma ve anlam duygusu gibi davranış sistemleri bakımından da altüst olmuştur (Herman, 2020, s.41) Çünkü travmatize birey, baş edebilme kapasitesinin çok üzerinde bir kuvvete maruz kalmış ve dolayısıyla öncekinden farklı olarak artık hayatında etkin değil pasif bir konumdadır. 

Yukarıda sözünü ettiğim durumlarda kişilerin akıllarına ilk gelen genellikle bireysel analiz seviyesine uygun düşecek şekilde bir insandır. Bu insan, söz gelimi bir kadın, çocuk, göçmen veya engelli biri olabilir. Ya da savaşta ağır olaylara maruz kalmış bir asker de olabilir. Ancak travma, yalnızca tek tek bireylerin yaşadıkları deneyimlerin ötesinde, daha geniş bir analiz seviyesinde, mesela bütün bir ulusun, ırkın ya da etnik grubun derinden hissettiği ve müşterek olarak deneyimlediği başa çıkması zor bir duygu da olabilir. Bu türden milyonlarca üyesi bulunan toplulukların paylaştığı ortak duygu bağlamında bir büyük grup psikolojisinden bahsetmek mümkündür. Bazen bu büyük gruplar, başka büyük gruplardan gelen soykırım, etnik temizlik, ayrımcılık veya kaybedilen bir savaş gibi trajik olayların yasını tutamaz -böylesi durumları tasvir etmek için psikiyatrist Vamık Volkan'ın "seçilmiş travma" (chosen trauma) kavramı kullanılır.

Seçilmiş travma, mağdur büyük grubun geçmişteki atalarının yaşadığı ve öteki büyük grupların sebep olduğu travmaya ilişkin zihinsel temsillerini ifade eder. (Volkan, 2009). Seçilmiş travmalar, adı üzerinde "seçilmiş" olaylardır. Bu olayın yarası sürekli kaşındığı zaman (büyük grubun yaşadığı felaketin yıl dönümleri, felaketi anımsatan törenler ve ritüeller ile üyelere hatırlatıldığında) kanama durdurulamaz ve olaylar sanki şu anda yaşanıyormuş gibi mağdur grup bireylerinin akıllarında güncelliğini korur. 


Sarsıcı bir travmanın ardından geride kalan geniş grubun üyeleri suçluluk yaşayabilir. Grubun bazı üyelerinin kaybedilmiş olmasına rağmen hayatta kalanların yaşadığı suçluluk duygusudur bu. Bu travmaların yası tutulamadığı durumlarda, travmanın zihinsel temsili, grubun bütünlüğünün sağlanması için gelecek kuşaklara aktarılır ve böylelikle bu travmatik olay, grubun (ulus, ırk veya etnik grup) kolektif hafızasının bir parçası haline gelir (László, 2013, s.112). Mağdur grup, deyim yerindeyse bu olaya takılır kalır. Artık her yıl dönümünde, yara kabuk bağlamadan tekrardan deşilmeli ve zihinlerde tüm bu trajediler güncel tutulmalıdır. 

Unutulmamalıdır ki bu tür hatırlatmalar özellikle bazı ulusların inşası için önemlidir. Mesela Sırpların seçilmiş travması olarak 1389'da meydana gelen Kosova Savaşı bu türden bir olaya örnek gösterilebilir (Pulat ve Sarıkaya, 2019, s.161). Bu savaş neticesinde Sırplar, topraklarını ve bölgedeki hakimiyetlerini yitirerek Osmanlı'ya boyun eğmiş ve ihtişamlı dönemleri geride kalarak büyük bir prestij kaybına uğramışlardır. Ancak Sırp siyasetçiler bu olayı Sırplara hatırlattı, hem de olayın 600. yıldönümünde, Yugoslavya iç savaşının başlamasından biraz önce yaptılar bunu. Kosova Savaşı'nda öldürülen Sırp prensi Lazar'ın kalıntıları mezarından çıkarıldı ve tüm Sırp köyleri gezilerek bu kalıntılar sergilendi. Birkaç yıl sonra da Yugoslavya'da, Avrupa'nın ortasında, tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık trajedisi yaşandı. Şüphesiz ki Kosova Savaşı'nın 600. yıldönümünde prens Lazar'ın sembolik dirilişi, Yugoslavya'da iç savaşta travmatize edilen tüm insanlar için bir başlangıç noktası oldu.


Kaynakça

Amerikan Psikoloji Birliği (t.y). Trauma https://www.apa.org/topics/trauma adresinden 15 Haziran 2024 tarihinde alınmıştır.

Aygan, T. (2024). Konuşul(a)mayanı anlatmak: Travma teorisi ve edebiyat. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 14(27) 115-138. DOI: 10.33207/trkede.1242569

Herman, J. (2020). Travma ve İyileşme. (8. Basım). (T. Tosun, Çev.). Literatür Yayınları (Orijinal eserin basım tarihi 2007)

László, J. (2013). Historical Tales and National Identity: An introduction to narrative social psychology. London: Routledge

Pulat, F. ve M. E. Sarıkaya (2019). İnsanı Anlamanın Tarihi. (1. Basım) Kanon Kitap

Volkan, V. D. (2009). Large-group identity: ‘Us and them’ polarizations in the international arena. Psychoanalysis, Culture & Society 14, 4-15. doi:10.1057/pcs.2008.50



Resimli Kaynaklar

https://pixabay.com/tr/photos/katliam-auschwitcz-birkenau-yahudi-992979/

https://pixabay.com/tr/photos/oradour-sur-glane-sava%C5%9F-an%C4%B1t-1635811/