Sevr Barış Antlaşması
Ölüm Fermanı olan Antlaşma Sevr...
1. Dünya Savaşı sonrasında galip gelen İtilaf Devletleri, mağlup ettiği ülkeler olan Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ile barış antlaşmaları imzalamaya karar vermiştir.
Almanya ile Versay, Avusturya ile Sen Jerman, Macaristan ile Triyanon ve Bulgaristan ile Nöyyi Antlaşmasını imzalayan İtilaf Devletleri daha sonra Osmanlı Devleti ile Sevr Antlaşması imzalamaya karar vermiştir.
Sevr, Galip gelen Müttefik Kuvvetler ile Osmanlı Devleti arasında yapılan, savaş durumuna son veren antlaşmadır. Osmanlı, birçok toprağını kaybetmek zorunda kalmıştır. Antlaşma 433 maddeden oluşmaktadır.
İtilaf Devletleri, Osmanlı’ya kabul ettirmek istedikleri Sevr Antlaşması’nı San Remo Konferansı‘nda belirlemiştir. Bu görüşmelere Osmanlı Hükümeti’ni temsilen Tevfik Paşa katılmıştır. Tevfik Paşa, Sevr Antlaşmasının imzalanması durumunda Osmanlı Devleti’nin sömürge haline düşeceğini ve bağımsızlığını tamamen kaybedeceğini bildirmiştir ve antlaşmayı yırtıp kabul etmek istememiştir.
Antlaşmayı bir an önce Osmanlı Devletine imzalattırmak isteyen ve toprakları paylaşmak isteyen İngiltere, Yunanlıları kışkırtarak Anadolu içlerine girmelerini sağlamışlardır. Yunanlılar Anadolu’da Bursa, Balıkesir, Uşak ve Trakya’yı işgal ederken İngilizler de boş durmamış, Mudanya ve Bandırma’ya asker çıkarma faaliyetinde bulunmuşlardır.
Bunların üzerine bu konu Osmanlı Saltanat Şurası’nda görüşülmüştür. Bu görüşmelerde şartları kabul etmeyen tek kişi Korgeneral Rıza Paşa olmuştur. Diğerlerinin şartları kabul etmesi sonucunda, Damat Ferit Paşa’nın da onayıyla Maarif Nazırı Hadi Paşa’nın başkanlık yaptığı heyet, Sevr Antlaşması’nı imzalamak üzere Paris’e doğru yola çıkmıştır.
Bursa'nın yunanlılar üzerine işgal edilmesinden sonra Osman Gazi’nin kabrinin olduğu şehirde Yunan bayrağı’nın dalgalanması Türk milletini derinden yaralamıştı. Bursa halkı ayaklanıp Yunanlılara karşı gelmiştir ve bunun sonucunda ilk günde Bursa'da 150 şehit verilmiştir.
Bu işgalin Millî Mücadele’nin başşehri Ankara’ya olan yansıması çok farklı oldu.
Konu hemen meclis gündemine geldi ve müzakere edildi. Kürsüye gelen Burdur milletvekili ismail suphi bey, Yunanların işgal ettiği Anadolu topraklarında yaptığı zulümleri bir bir anlattı.
Konuşmasında, Yunanların Bursa Ulu Camii’ni bombalarla tahribe yeltendiklerini, Yunan subayların yedi asır evvel Osmanlı Sultanı Orhan Gazi Han ile evlenen rum kızı nilüfer sultan’ın kabrine giderek, “vaktiyle sen bir Türk’e vardın, Türkle evlendin de eline ne geçti, Müslüman oldunda ne oldu. bak yine kazanan taraf biziz ve sende ayaklarımızın altındasın” demek suretiyle kabri tekmelediklerini ve tahrip ettiklerini anlattı…
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, bu olaydan sonra yas tutarak TBMM riyaset kürsüsüne kapkara bir örtü örtülmesini istedi.
Bu, “bir milletin manevi başkentinin düşman çizmesi ile ezildiği beher gün mutlak suretle yas” demekti. Bu kara örtü “PUŞİDE-İ SİYAH” adıyla bilindi…
Sevr, Türk devleti tarafından kabul edilmemiş ve yürürlüğe konulmamış ölü bir antlaşma olarak bilinmektedir.
Antlaşmanın imzalanması TBMM özellikle Atatürk tarafından sert bir şekilde karşı çıkılmış ve imzalayanların tutuklanmasına hatta idamına karar verilmiştir.
Sevr'in kabul edilmeyeceği kesin bir şekilde kararlaştırılmış ve ardından Kurtuluş Savaşı başlamıştır.
Sevr Antlaşması’nın Önemi
- Osmanlı, bu antlaşmayla resmen parçalan ve toprakları paylaşmıştır,
- 1. Dünya Savaşı’ndan sonra yürürlüğe konulamayan tek antlaşmadır. Bu durumun üzerine İtilaf Devletleri Lozan Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır,
- TBMM, Misak-ı Millî’den hiçbir şekilde ödün vermeyeceğini açıklamıştır,
- Osmanlı Devleti’nin imzaladığı son antlaşmadır,
- Misak-ı Milli kararlarına uygun olmadığı için İtilaf Devletlerine güvenilmeyeceği Türk milleti anlamıştır,
- Bu antlaşma sonrasında Mustafa Kemal haklı çıkmıştır,
- Türk milletinin, milli mücadele azmi bu mücadeleye inancı artmıştır.