Sırlar Açığa Çıkmaya Başlıyor

Sally, küçük kardeşine kimliklerini anlattı. Victoria nasıl tepki verecek?

Sally söylediğinin kardeşini şok etmesine kendisini hazırlamıştı. Etrafta onlarca cadı avcısı varken kendisinin büyücü ailesine mensup olduğunu bilmenin nasıl bir etki yaratacağı tahmin edebiliyordu. Bir an şaşkınlıktan dilinin tutulduğunu sandı. Ancak kardeşinin yüzüne baktığında durumun bu olmadığını fark etti. Gayet sakin, buna karşın düşünceli duruyordu. Acaba duyduklarını anlayamamış mıydı?

"Kardeşim, dediğimi duydun mu?"

Şaşkınlıktan ağzı açılsa, bir ton soru sorsa bir şekilde baş edebilirdi. Ne de olsa her şeyi anlattığı takdirde kardeşi durumu kavrayabilir, daha dikkatli olabilirdi fakat sessiz kalmasıyla baş edemiyordu. Dilini mi yutmuştu da bu denli suskundu?

Victoria her şeyi yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Gizemli kaza, annesinin ani ölümü, hafıza kaybı... Annesi vefat ettikten sonra çıkan onlarca problemin sebebi büyü olmalıydı. Ablasının amcalarına zaman zaman büyük iltimaslar geçmesinin de nedeni bu olmalıydı. Aklına anılar doluşmaya başlıyordu. Bir ateşi anımsar gibi oldu fakat birden görüntü kesildi. Victoria ne olduğunu anlamadan ablasına baktı. Yüzündeki endişeyi görünce bir süredir dalgın olduğunu fark etti.

"Özür dilerim abla, devam et lütfen."

Sally kardeşinin halinden memnun değildi. Belki de anlatması için henüz erkendi. Biraz daha dinlenip gücünü topladıktan sonra anlatmalıydı. Günlerdir midesine bir lokma yemek girmemişti üstelik.

"Kardeşim önce karnımızı doyuralım. Sonra anlatacağım."

Victoria itiraz etmeye niyetlense de ablasının kararlı tutumunu kıramadı. Üstüne yalnızca bir fincan su içtiği için gözleri bulanık görmeye başlayınca istemese de ablasının önerisini kabul etmek zorunda kaldı. Sally kardeşinin yüzünün düştüğünü görünce yanağını öptü.

"Endişelenme, karnını doyurduktan sonra anlatacağım. Sağlığına dikkat etmelisin. Diğer her şey sonra halledilebilir."

"Tamam abla."

Ablası yataktan kalkıp kapıdaki hizmetkarlara yemek getirmelerini söylerken Victoria yine düşüncelere dalmıştı. Gördüğü ateş aklına geldi. Ateşin önüne gelen her şeyi yuttuğunu hatırlıyordu. İnsanların çığlıklarını, yoğun et kokusunu, boğucu dumanı anımsar gibiydi. Nerede olduğunu bilmiyordu fakat tanıdık geliyordu. İçindeki dehşet dolu his unutulmazdı. Nasıl olmuştu da böyle bir trajedeyi unutmuştu? Büyü bu kadar kuvvetli bir şey miydi? Eğer öyleyse tüm bu yıkıma neden olan büyücü kimdi ve onunla ne ilgisi vardı? Bunların cevaplarını bir türlü bulamıyordu. Daha da acısı bulmaktan korkuyordu. Ya bunların müsebbibi bir büyücü değilde de oysa?

Kalbinde bir acı hissedince iki büklüm oldu. Nefesi kesilmeye başlamıştı. Annesinin katili o muydu? Belki de her şey onun suçuydu. Her şeyin sorumlusu oysa kalbindeki acının nedeni neydi? Kendi yaptıklarıyla bile baş edemiyor muydu? Victoria gözleri kapanıp karanlığa gömülmeden önce fısıldadı.

"Hala çok zayıfım."