Slovakya’da Bulunan Gizemli Başsız İskeletler

Geçtiğimiz günlerde arkeologlar tarafından Slovakya’da tüyleri ürpertici bir keşif gerçekleşti. Bu keşif ülkenin batısında bulundu ve burada Neolitik Çağ’dan kalma olduğu düşünülen pek çok başsız iskelete rastlandı. Neolitik yerleşmeyi araştıran arkeologlar buranın 7000 yıl önceye ait bir mezar olduğu kanaatine vardı. Mezarda yapılan araştırmaya göre aşağı yukarı 35 farklı bireyin iskeleti olduğu kanısına varıldı. Mezardaki iskeletlerin düzensiz bir şekilde bulunması ise iskeletlerin gelişigüzel hendeğe atılarak gömüldüğünü kanıtladı.


Vráble adındaki bir kasaba yakınında keşfedilen bu iskeletlerin ürpertici yanı ise hiçbirinin başının olmamasıydı. Yalnız bir tanesinin kafatası vardı, o da bir küçük çocuğa aitti. 

Keşfi gerçekleştirenler ise bazı gözlemler yaparak mezardaki iskeletlerin çoğunun 18-35 yaş arası gençlerden oluştuğunu düşündü. Ancak iskeletlerin kesin yaşları antropolojik analizlerden sonra kesinleşecek.

Bu iskeletlerin benzenlerine Almanya’daki Kiel Üniversitesi ve Slovak Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen kazı çalışmalarında daha önceden de rastlanmıştı. Vráble yakınlarında daha önceden yine pek çok başsız iskelet kalıntıları keşfedilmişti.

Konu hakkında bazı kişiler karşılıklı görüşlerini şu şekilde ifade etti; 

Martin Furholt (Protohistorik arkeoloji ve sosyal arkeoloji profesörü) bu iskeletlerin suçlular gibi toplum tarafından dışlanan kimselerin gömüldüğü bir yer olabileceğini dile getirdi. İskeletlerin kafataslarının olmaması da bu hipotezi destekledi. Ancak Furholt aynı zamanda bu hendeğe gömülmüş iskeletlerin, doğaya ya da tanrılara bir mesaj olabileceğine de dikkat çekti.

Profesör Martin Furholt:

“Bu kafaların ölüm anında mı yoksa ölümden sonra mı çıkarıldığını henüz tam olarak bilmiyoruz. Muntazam bir şekilde en üstteki omurlar hep eksik, ancak şu ana kadar herhangi bir kesik izi bulamadık. Bu nedenle daha spesifik yorumlamaları bekliyoruz.” 

Dr. Katharina Fuchs(Kiel Üniversitesi Klinik Moleküler Biyoloji Enstitüsünden):

“Kafaların ne zaman ve nasıl çıkarıldığına yönelik olası senaryoları araştırmak için kemiklerin daha fazla ve daha ayrıntılı araştırılmaları gerekli. Örneğin, bazılarının ilk servikal omurları hâlen mevcut ve henüz kesik izlerinden emin değiliz. Bu nedenle “kafa kesme” şu an için kullanabileceğimiz kesin bir tabir değil. Ölülerin tam yaş profilinden de emin değiliz.”

Dr. Katharina Fuchs, cezbedici “dramatik” açıklamalardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek sözlerine  “Kesin şudur ki meslektaşım Martin Furholt’un da bahsettiği gibi kafataslarının bu topluluk için çok özel bir anlamı varmış gibi (büyü, ritüel, kişisel…) görünüyor. Ve bu, bireylerin sayısına ek olarak, buluntuları Lineer Keramik Kültürü açısından olağanüstü ender kılmaktadır.” diyerek devam etti.