Sofra Sırları
Sevdiğim renkleri toplar toplar taç yaparım ben kendime.
Ben Neslihan,
Sağa çevirdiğimde kafamı, ayrıca bin tane ses döndüğüm yerde, kime bakmalı? Birkaç adım atmaya müsaade edebilirsem eğer kazanmaya çalıştığım bir yarışım da var. Haberim yok olanlardan ve beni kaçıranlardan ama her ne olursa olsun aslında o yarışım hâlen var. Beni ben yapmayan her şeyi özümsemek zorunda kalmışım gibi, bunun da tek suçlusu benmişim gibi.
Bugün o kadar açık seçik değil bazı şeyler. Her gün yapmaktan hoşlandığım rutinleri yara bereye boğmak, içimde hep bu var. Bir kalıbın köşelerindeyim kendimi kese kese sığdırdığım, hatırlıyorum her bir darbemi ve parçaladım rüyamda gördüğüm ne varsa gerçek yapmak için. Zihnime bata çıka, belki dualarla belki de reddederek hepsini. Bugün geldim bu merdivene, ben her gün geldim bu merdivene.
Sanki bir şansım olsa, herkesin sarılarını alırdım. Hepsine bir bir bakıp kendime taç yapardım. Bir hevesle hazırlanırdım ve utanırdım daha sokağa çıktığım ilk an kafamdakilerden, güvendiğim kendimden. Zaman geçtikçe unuturdum hislerimi, karışırdım tüm sarılara sokakta. Döner döner bakardım kafamdakilere, bazense tacıma.
Kim avutur ki kendini en iyi, ona sormak lazım bana anlatsın. Anlatsın ki güleyim karşısında kahkahalarla yalanlarına. Kendine verdiği sözlerine gözlerimi devireyim, kaldırmaya çalıştığı yerden gururuna ve sarıldığı öfkesine birkaç küfür de ben edeyim. Aslında ben Neslihan ve bunların hiçbirini yapmak aklımın ucundan bile geçmez.
Yine de düşünmeli biraz, özgürüm burada. Düşünmeli biraz, koşa koşa geldiğim bu yerlerde kalabalık bir sokağın ortasına şüpheli bir şekilde çökmeli. Gerisin geri dönmeli. Ya da belki ben öyle kandırırım kendimi, yasaktır bana buralar. Gücümü hissedebildiğim sınırlarım var ya, bana acımasızca çizilen. Yalnızca belli konularda konuşmaya hakkım var ya ve de hissetmeye. Sadece günün belirli saatlerinde gülmeme izin var hani. Ya da ben öyle avuturum kendimi, kim kandırır ki başka beni?
Başta neler sorduğunu hatırlamıyorum, zihnimden geçenleri. Cevap vermemi bekledi mi, hatırlamıyorum. Bulanık duvarları hatırlamıyorum. Hiçbir sarıyı hatırlamıyorum. Sessiz kaldığım saniyeyi hiç mi hiç hatırlamıyorum. Kapattım gözlerimi sımsıkı, mühürledim her şeyi içlerine, gözlerimi hatırlamıyorum. Kimselere veda etmiyorum, koştuğum bu yeri gözyaşımla deliyorum. Görünmeyi beklediğim anlarım vardı, onları da bırakıyorum. Sanki bir yerlerde bir rüyam kaldı. Hayal meyal. Düşünüyorum şimdi özendiğim anları, hakkım olduğunu hiç fark etmediğim mutlulukları ve heyecanları. Kimseye anlatmadığım değil, anlatacak kimsemin olmadığı düşlerimi. Ben bu eve mecburmuşum, şimdi sadece sıkıştığım divanın rengini hatırlamıyorum.
Ben Neslihan,
İstenmediğim günlerime bi soruyorum ve gözlerine baka baka kocamı öldürüyorum. Ben, öldürdüğüm kocamın helvasını kavuruyorum.