Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu: İran
Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu Serisi 3
Giriş
Soğuk Savaş dönemi sonrası yani Post Cold War dönemi dediğimiz dönem Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasıyla başlayıp 2001 yılı da dahil olmak üzere 10 yıllık bir süreci kapsamaktadır.
Soğuk Savaş döneminden bahsettiğimizde doğal olarak, o zaman dünyadaki bipolar düzeni oluşturan iki ana aktörden bahsediyoruz: SSCB ve ABD. Ayrıca 1991'de Almanya'nın da tam olarak siyasi birliğini sağlamasından dolayı o da oldukça göz önünde bulunmaktadır. Fakat 3. Dünya ülkelerinin tarafsız olmaları nedeniyle kolay kolay bahsedilmemektedir.
3. Dünya ülkeleri diye tabir edilen ülkeler Soğuk Savaş döneminde Batı veya Doğu bloğunda yer almayan, tarafsız olarak kayda geçen ülkelerdir.
1. Dünya ülkeleri diye tabir edilen ülkeler ise Soğuk Savaş döneminde Batı bloğunda yer alan, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyesi olan, kapitalist ülkelerdir. Fakat bu tabir zamanla değişmiştir.
2. Dünya ülkeleri, Soğuk Savaş döneminde Doğu bloğunda yer alan ülkelerdir. Birçoğu SSCB ve Varşova Paktı üyesi, komünist ülkelerdi.
3. Dünya ülkeleri Soğuk Savaş döneminde resmi olarak tarafsız oldukları için pek göz önünde olan ülkeler değillerdi. Fakat özellikle dinamik bir siyasi gündeme sahip olan Ortadoğu ülkelerinde de çok önemli gelişmeler yaşandı.
Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu: İran
Soğuk Savaş dönemi sonrasında İran’la ilgili ele alabileceğimiz en önemli konulardan biri güvenlik sorunudur. Soğuk Savaş ile İran silah stokunu arttırmıştır.
Soğuk Savaş sonrasında, 1995 – 96 yıllarına doğru İran’ın güvenlik politikaları yumuşama ve caydırıcılık üstüne kuruluydu. Fakat 1990’lı yılların sonunda ABD’nin Orta Doğu'daki askeri varlığını sürdürmesi, İsrail'in füze programlarını geliştirmesi ve Hindistan ile Pakistan'ın nükleer denemeleri İran'ın güvenlik politikalarını değiştirmesine sebep olmuştur.
Ayrıca Soğuk Savaş ve SSCB'nin dağılmasından sonra İran diplomatik alan da dahil olmak üzere Rusya Federasyonu'nun en yakın müttefiklerinden biri haline gelmiştir. Hatta Rusya, İran'ın bir numaralı silah tedarikçisi haline gelmiştir (ikincisi Çin ve üçüncüsü Kuzey Kore’dir.). Hatta bugün bile çoğu kişi İran ve Rusya'yı iki anlaşan iki ülke hatta müttefik boyutunda tanımlamaktadır.
1995 yılında İran ve Rusya iki nükleer reaktörün tamamlanması konusunda Nükleer İş Birliği yapmış ve 1997'de Muhammed Hatemi'nin seçilmesiyle İran Avrupa Birliği (AB) ile iyi ilişkiler geliştirmiş ve Savunma Bakanı Ali Şamkani bölgedeki güç dengesini askeri ve diplomatik olarak kontrol altına almaya çalışmıştır.
İslam Devrimi’nden sonra ABD ile zaten arası gergin olan İran, ABD tarafından izole edilmiştir. Bunun yanı sıra, İran'da gerçekleşen İslam Devrimi'nden sonra Şii yanlısı politikaya sahip olan ve Körfez ülkeleriyle gergin bir ilişkiye sahip olan İran, Soğuk Savaş'tan sonra Suudi Arabistan’la arasındaki ilişkileri yumuşatmıştır. Ancak, 11 Eylül terör saldırısından sonra bu iki ülkenin arası tekrar gerilmiştir.