Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu: Lübnan

Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu Serisi 1

Giriş

Soğuk Savaş dönemi sonrası yani Post Cold War dönemi dediğimiz dönem Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasıyla başlayıp 2001 yılı da dahil olmak üzere 10 yıllık bir süreci kapsamaktadır. 

Soğuk Savaş döneminden bahsettiğimizde doğal olarak, o zaman dünyadaki bipolar düzeni oluşturan iki ana aktörden bahsediyoruz: SSCB ve ABD. Ayrıca 1991'de Almanya'nın da tam olarak siyasi birliğini sağlamasından dolayı o da oldukça göz önünde bulunmaktadır. Fakat 3. Dünya ülkelerinin tarafsız olmaları nedeniyle kolay kolay bahsedilmemektedir. 

3. Dünya ülkeleri diye tabir edilen ülkeler Soğuk Savaş döneminde Batı veya Doğu bloğunda yer almayan, tarafsız olarak kayda geçen ülkelerdir. 

1. Dünya ülkeleri diye tabir edilen ülkeler ise Soğuk Savaş döneminde Batı bloğunda yer alan, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyesi olan, kapitalist ülkelerdir. Fakat bu tabir zamanla değişmiştir.

2. Dünya ülkeleri, Soğuk Savaş döneminde Doğu bloğunda yer alan ülkelerdir. Birçoğu SSCB ve Varşova Paktı üyesi, komünist ülkelerdi.

3. Dünya ülkeleri Soğuk Savaş döneminde resmi olarak tarafsız oldukları için pek göz önünde olan ülkeler değillerdi. Fakat özellikle dinamik bir siyasi gündeme sahip olan Ortadoğu ülkelerinde de çok önemli gelişmeler yaşandı.

Soğuk Savaş Dönemi Sonrası Ortadoğu: Lübnan

Öncelikle göz önünde bulundurulması gereken bilgi, Soğuk Savaş dönemi sonrasında Lübnan'da büyük bir iç çatışma ya da iç savaş yaşanmamış olmasıdır. Bu bilgi çok önemli çünkü 1989'da Taif Antlaşması imzalanana kadar Lübnan, 1975'te başlayan iç savaştan fazlasıyla çekmişti. 

Taif Anlaşması Lübnan'ın iç yapısını yeniden düzenlemiş ve Lübnan'da sekteryanlığı pekiştirmiştir. Dini mezhepler siyasi temsiliyetle paralel hale gelmiştir. Anlaşma ilk olarak Hıristiyan ve Müslüman gruplar arasında siyasi temsiliyeti sağlamak amacıyla bu şekilde düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra; Lübnan'da bundan sonra üç temsilci bulunmaktadır: Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Meclis Başkanı (Bu üç makamın güç ve kapasiteleri birbirinden farklıdır). Ayrıca bu yöntem diğer memurların paylaşımı için de kullanılmaktadır. Bu sistemin amacı, siyasi temsilde dini mezhepleri dengelemektir. Ancak sistem, elitlerin çıkarlarına göre kamu kaynakları üzerinde elitlerin kontrol gücüne ulaşmasına neden olmuştur. Böylece dini mezhepler yeniden önemli hale gelmiştir.

Taif'in bir diğer önemli sonucu da Lübnan'ın yabancı aktörlerin etkisine daha açık hale getirmesidir.

Ayrıca Taif Anlaşmasında Lübnan'daki tüm silahlı grupların silahlarını bırakması gerektiği belirtilmesine rağmen Hizbullah bunu yapmamıştır ve Lübnan'ın güneyi İsrail tarafından saldırıya uğramıştır.

Hizbullah'ın da dahil olduğu küçük çaplı çatışmalar yaşanmıştır. 2000 yılında ise İsrail'in işgal ettiği Lübnan kendi topraklarından çekilmiştir.

Soğuk Savaş ve Taif Anlaşması'ndan sonra Başbakan ve iş insanı Saad Hariri, Lübnan'ı önemli bir destinasyon haline getirmeye çalışmıştır ve bu nedenle neo - liberal bağlamda yeniden yapılanma projeleri gerçekleştirmiştir.