Sokrates

Sokrates Kimdir? Sokrates ve Felsefesi? Sokrates ve İfade Özgürlüğü?

Kimdir?

Sokrates, M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamış olan düşünür ve filozoftur.

Sokrates mesleki olarak bir mermer ustasıdır. Yani sosyo-ekonomik sınıfı orta-alt sınıfa tekabül etmektedir.

Ayrıca Sokrates genellikle çirkin ve bakımsız biri olduğu söylenir. Bunun temel sebebine ileride konuşacağız.

Sokrates bir şehir devleti olan Atina'da hayatını sürdürmüştür. Atina ise o dönemde doğrudan demokrasi ile yönetilmekteydi.

Sokrates Platon ve dolaylı olarak da Aristotales'in öğretmenidir.

Atina'da ileri sürdüğü fikirlerinden dolayı Sokrates idama mahkum edilmiştir. İdam şeklinin ise baldıran zehrini içtirmek suretiyle gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Sokrates bu zehri içerek, idam cezasını yerine getirmiştir.

Sokrates ve Felsefesi

İlk olarak belirtmek gerekiyor ki; Sokrates felsefi açıdan ilk kez toplum, ahlak, insan, nasıl yaşamalıyız, en iyi siyasi rejim nedir gibi sorulara cevap aran ilk filozoftur. Sokrates öncesi dönemde bunlar konuşulmuyordu. Bu yönüyle Sokrates'in sosyal bilimlerin başlatıcısı olduğu söylenebilir.

Sokrates felsefesini icra ederken, bunu yazı yazarak yapmamıştır. Herhangi bi kitap yazmamıştır. Doğrudan insanlar ile temas kurarak, onları etkilemeye çalışarak veya bilgi vermeyi amaçlayarak felsefe yapmıştır.

Peki bu durumda Sokratesi ve onun felsefesini biz nasıl biliyoruz, nereden öğreniyoruz?

Biz onu öğrencisi olan Platon'dan öğrenmekteyiz. Platon eserlerinde Sokratesten bahsetmektedir. Ancak Platon ile Sokrates arasında bir karmaşıklığa yol açmaz mı sorusu sorulabilir? Bunun için şöyle bir yöntem kullanılmaktadır:

Platon'un erken dönem yazılarında daha çok Sokrates'ni görüşleri ve felsefesi vardır. Çünkü erken dönem yazılarında Platon daha çok öğretmenin etkisisinde kalmış, onu takip etmiştir. Buna karşılık Platon'un geç dönem yazılarında ise daha çok kendi felsefesini oturtmuş bir yapıda eserlerini ele almıştır. Bu yazılarında da öğretmenin etkisi gözükmekle birlikte daha çok kendi felsefesi temelinde değerlendirmelerde bulunmuştur.

Sokrates'in en önemli aforizmalarından biri: "Benim bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir."

Bu sözü esasında Sokratesin Savunması eserinde yer alan delphi kahini hikayesine dayanmaktadır. Delphi tapınağında yer alan bu kahinlerin trans yoluyla herşeyi görebildiğine veya bilebildiğine inanılmaktaydı. Bu nedenle bu kahinlere soru sormak suretiyle bazı şeylerin cevabı aranmaktaydı. Ancak bu delphi kahinleri cevap verirken hep bir bulmaca içerisinde sorulara karşılık vermekteydiler. Ancak bir gün hiçbir açıklık olmayacak şekilde bir Atinalı şu soruyu sorar: "Dünayanın en bilge kişisi kimdir?" Buna karşılık kahin ise Sokrates cevabını verir. Atinalı kimse ise bunu koşarak muhatabı olan Sokrates'e bildirir. İşte tam bu noktada Sokrates de yuakrıda ünlü sözünü söyler.

Peki bu sözden ne anlaşılmalıdır. Öncelikle burdan hiçkimsenin herşeyi bilecek kadar bilge olamayacağı sonucu çıkartılabilir. Ayrıca hiçkimse hiçbir şey de bilmemektedir. Tabii bu yeterli değildir. Buna ek olarak insanlar hiçbirşey bilmediğini de bilmelidir.

Buna bağlı olarak Sokrates'in diğer bir temel felsefesi de sorgulama üzerine kuruludur. Sorgulanmamış hayatın yaşamaya değer olmadığı üzerinde önemle durur. Yaşamların ancak felsefe ile geliştirilebileceğini; bunun ise ancak sorgulama yöntemi ile olacağını belirtmektedir. Bu kapsamda Sokrates, felsefe yapmanın insanları özgürleştireceğini de belirtmektedir.

Sokrates ayrıca sürü pskolojisi ile hareket edilmemesi gerektiği üzerinde önemle durmaktadır. İnsanların özgür bireyler olarak yaşamaları gerektiğini önemle tavsiye etmektedir. Ancak insanlara güvenli gelen yol ise sürü ile hareket etmek; herkesin peşinden gitmektedir. Sokrates insanlara böyle yapılmaması gerektiğini, birey olunması gerektiği üzerinde durmaktadır.

Sokrates'in üzerinde durduğu tüm bu felsefeden şu sonuç çıkmaktadır: İnsanlar hayatlarını mantıksal ve sorgulayıcı bir şekilde düşünerek geçirmelidirler. Böylece insanlar daha bağımsız olarak yaşayabilirler. Ancak böyle bir düşünme de insanların konformist, kendilerini en güvenli olduğu bölgede hayatlarını idame ettirerek olmaz. Aynı yönde başkaları ne diyecek dayatması ile de ulaşılamaz. Tüm bunlara ancak kendimize zaman ayırarak mantıksal ve sorgulayıcı bir şekilde düşünülerek ulaşılabilir.

Sokrates Döneminde Eski Yunan

Belirli yargılamalar yapılmadan önce dönemin koşullarına ve tarihine bakılarak bir değerlendirmede bulunulmalıdır. Bu nedenle Sokrates'in sözleri yalnızca sözcükler bağlamında değerlendirilmemeli, o döneme da bakılmalıdır.

Bu dönemde Yunan bölgesi birçok polis devleten yani küçük şehir devletlerinden oluşmaktaydı. Bu şehir devletlerin her biri özgürlük talebinde bulunmaktaydı. Ayrıca her şehir devletin ayrı bir siyasi rejimi vardı. Örneğin Atina bir demokrasi iken Sparta Tiranlık ile yönetiliyordu.

Sokrates'in bulunduğu dönem ise Atina devletinin çökme aşamasına denk gelmektedir.

Bu dönemde Kral Darius liderliğindeki Persler, Yunan bölgesine savaş açmış; saldırmışlardır. Fakat Yunanlılar, Persler karşısında birlik olmayı başardı ve onları püskürtmeyi başarmışlardır.

Ancak bu savaştan sonra Yunanlılar kendilerine çok güvenmeye, kendilerini çok güçlü görmeye başladılar. Yani bir nevi kibire düşmüşlerdir. Bu ise aralarında çatışmalara ve sorunlara neden olmaya başlamıştı. Özellikle Atinalılar kendilerine çok güvenmekteydi.

Ancak sonra Sparta, Atina'ya savaş açmıştır. Bu savaş çok kanlı bir şekilde 40 yıl kadar sürmüştür. Savaş daha önce uyulmakta olan tüm kurallar çiğnenmiş; vahşi bir savaş yaşamıştır.

İşte Sokrates'in yaşamış olduğu Eski Yunan bu haldeydi.

Sokrates'e Karşı Suçlamalar

Atina'da demokrasi ile yönetilen bir siyasal rejime sahipdi. Ancak Sokrates ise demokrasi rejimine temkinli yaklaşıyordu. Her zaman için çoğunluğun karar vermesi konusunda şüpheleri vardı. Atina'nın aksine ise Sparta ise Tiranlık ile yönetiliyordu. Sokrates kendi ülkesinde ki siyasal rejime mesafeli olması onun rejim karşıtı veya Atina yanlısı olarak algılanmasına ve vatan haini olarak görülmesine sabep olmaktaydı.

Ayrıca Sokrates o döneme kadar olan eğitim algısını da değiştirmekteydi. O döneme kadar Sofistler aracılığı ile yurtdaşlara dil öğretilmekteydi. Sokrates ise yalnızca dil değil, iyi düşünme, doğru düşünme, sorgulama, ahlak, erdem öğretme yanlısıydı. Bu eğitimlerin de filozoflar eliyle yapılması gerektiğini söylüyordu. Sokrates'e göre eğitim mitlere, savaş hikayelerine, tanrı anlatımlarıan değil; akil ve diyalektiğe dayanması gerektiğini belirtmekteydi.

Sokrates'in tüm bu düşünceleri Atina devleti için bir tehdit olarak algılanmaktaydı. Sokrates'i yargılamak suretiyle hem var olan değerleri yozlaştırdığını hem de gençleri yozlaştırdığını; onlara devleti tanrıların yerine koymayı öğretmek ile yani dinsiz ile suçalmaktaydılar. Atina bu yargılamalar sonucunda Sokrates'i vatan haini olarak kabul etmiş ve idama mahkum etmiştir.

Sokrates ise tüm ileri sürdüğü görüşlerinde vazgeçmeyerek baldıran zehrini içerek kendi hayatına son vermiştir. Bu yönüyle Sokratesi ifade özgürlüğünün ilk şehididir denebilir. Sokrates'ten çıkarabileceğimiz son ders ise yine kendi sözü olan şu kelimelerdir: Erdem, tüm iyiliklerin kaynağıdır. Ölüm tehlikesi karşısında dahi erdemi(adil olmayı) savunmalıyız...

Yararlanılan Kaynaklar

SOKRATES'İN SAVUNMASI