Sosyal Medya Güzellik Algılarımızla Nasıl Oynadı?
Sosyal medya her zaman gerçek değildir.
Sosyal medya hayatımıza girdiği ilk andan itibaren insanların hayatlarının büyük bir parçası oldu. Bazılarımız için iş yeri, bazılarımız için eğlence mecrası, bazılarımız için ise değişimin en büyük nedeni haline geldi. Bu değişim nedir? İnsan hayatı boyunca etkilenmiş ve bu etkiler karşısında tepkiler vermiştir. İşte sosyal medyanın hayatımızı değiştirmesi de böyle olmuştur. Sosyal medya hayatımızı, "yediğimiz yemekten, içtiğimiz içeceğe, seyahat edeceğimiz ülkelere, o ülkelerde gezilecek yerlere, nasıl insanlarla evlenmemiz gerektiğine ve en önemlisi de beden algılarının değişmesine kadar etkilemektedir."
İnsanlar oluşturulan bu standartlara uygun bir biçimde yaşayarak toplumun bir parçası olmak ister. Aslında sürüden ayrılmak istemeyen birer koyun gibi de görebiliriz. Bu etkilenmeler her zaman kötü değildir elbette. Bizleri eğlendirir, bilmediğimiz konular hakkında bilgi verirler. Bazen adalet aradığımız, sesimizi duyurmak için başvurduğumuz en büyük destek merkezidir. Ve şu dönemde özellikle, dünya çapında milyonlarca insanların geçim kaynağı halindedirler. Tabii, iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da vardır. Yaşanan bu değişime ayak uydurmak ne yazık ki her zaman o kadar kolay ve sağlıklı değildir. İnsan olarak gördüğümüz ve etkilendiğimiz bu içerikler sebebiyle psikolojik olarak kötü etkilenebiliyoruz. Nasıl mı? Buna örnek vermek gerekirse, beden algılarından başlayabiliriz. Sosyal medya sebebiyle değişen ve şekillenen beden algıları pek çok insan için makul gibidir. Videolarda izlediğimiz o kadınların, erkeklerin vücuduna sahip olmak hepimizin hayali olmaktadır. Eğer o vücuda sahipsek oldukça güzel, çekici ve özgüven sahibiyizdir. Fakat olaki o bedenlerin dışında, kalın bir bele, küçük bir göğüse, yamuk bir buruna, düşük bir göz kapağına sahipsek ne yazık bize, istenen o fiziğe sahip olmadığımız için sevilmeye de layık değiliz, sosyal medya da içerik üretmeye de layık değiliz. Bu standartlara uymak için bazen günlerce, aylarca aç kalmamız gerekse, tehlikeli ameliyatlara girmemiz gerekse bile o standartlarda güzel olmak her şeye değer gelebilmektedir.
Bir başka örnek ise, bilinçsizce içerik üreten anne ve babalardır. Bilinçsizce içerik üreten anne ve babalar, çocuklarının hayatlarını sonsuza kadar mahvedebilirler. Para kazanmak umuduyla çocuklarının mahremiyetlerini yok sayarak onların her anını, yayınlara, videolara konu etmeleri, ileride çocuklarının çok zorluk çekeceği anlamına gelir. Özellikle bu çocuklar okul çağında, ergenliğe girmişler ise durum daha da kötü olabilir. Çünkü o an ailesi tarafından umarsızca yayımlanan özel hayatı, binlerce insan tarafından izlenerek komedi haline gelir "viral olur". Bu da sınıf arkadaşları tarafından akran zorbalığına uğramasına ve okula gitmek istememesine ya da özgüven eksikliğine neden olabilir.
Sonuç olarak, sosyal medya hepimizi derinden etkileyen ve hayatımızın şekillenmesinde önemle rol oynayan bir etmendir. Onu verimli ve bilinçli olarak kullanmak, orada içerik üreten insanların her zaman en doğrusunu yapmadığının bilincinde olmak gerekmektedir. Hepimiz kendine has güzel yaratılmış bireyleriz. Kendimizi olduğu gibi sevmeli ve kabul etmeli bilinçsizce hayatlarımızı sonuna kadar etkileyecek kararlar verebilirler.