Tüketim Toplumu ve Bir Tüketim Nesnesi Olarak: Beden

Tüketim toplumları, tüketimle mutluluğu birbirlerini karşılayan iki olgu olarak görür.

Tüketim bugünün dünyasında önemli bir değer, felsefe ve ideoloji halini gelmiştir. Günümüzde tüketmek, bireysel ve toplumsal olarak bir kimlik inşa sürecinden inanç sistemlerine kadar uzanan sembolik anlamlar taşımaktadır toplumlarda çünkü tüketim, günlük yaşam sosyolojisi içinde kimliğin ayrılmaz bir parçası haline gelirken, tüketim kalıpları da kültürel ve sembolik değerleri yansıtan birer gösterge halini almışlardır. Bu süreçte birey, tüketici rolüyle bir yanda modern yaşamın akışkanlığına direnmeye çalışırken, diğer yandan fark edilir olma ve özerkliğini koruma mücadelesine girişmektedir. Bu mücadelede durmak ya da mola vermek söz konusu değildir. (Duman Z., 2016, s.17)Tüketim bugünün dünyasında önemli bir değer, felsefe ve ideoloji halini gelmiştir. Günümüzde tüketmek, bireysel ve toplumsal olarak bir kimlik inşa sürecinden inanç sistemlerine kadar uzanan sembolik anlamlar taşımaktadır toplumlarda. Çünkü tüketim, günlük yaşam sosyolojisi içinde kimliğin ayrılmaz bir parçası haline gelirken, tüketim kalıpları da kültürel ve sembolik değerleri yansıtan birer gösterge halini almışlardır. Bu süreçte birey, tüketici rolüyle bir yanda modern yaşamın akışkanlığına direnmeye çalışırken, diğer yandan fark edilir olma ve özerkliğini koruma mücadelesine girişmektedir. Bu mücadelede durmak ya da mola vermek söz konusu değildir. (Duman Z., 2016, s.17)

Fransız düşünür ve sosyolog olan Jean Baudrillard “Tüketim Toplumu” adlı kitabında tüketimin toplumsal dinamiklerini pek çok farklı açıdan nedensellik bağlamında ele almıştır. O’na göre tüketim öğrenilen bir olgudur ve tüketim toplumları, tüketimi toplumsal bir alışkanlık olarak öğrenirler ve öğretirler. Tüketim toplumları, tüketimle mutluluğu birbirlerini karşılayan iki olgu olarak görür. Baudrillard’ın değindiği kavramlardan biri de ‘ihtiyaçlar’dır. Baudrillard: “İhtiyaçlar hakkında her söylem nahif bir antropolojiye dayanır: mutluluğa duyulan doğal eğitim antropoloji” dermiştir bu konu kavramla ilgili. Tüketim toplumları tükettikçe mutlu olduklarını ve tüketebilecekleri ekonomiye sahip oldukları zaman refah seviyesi yüksek olduğunu düşünmek gibi gerçekliklere sahiptirler.

Tüketim toplumu sadece mal tüketmek demek değildir, aynı zamanda zaman, beden ve insan ilişkileri de tüketmektir. Tüketim toplumundaki eğilimler tartışmalı da olsa Marshall (1999)’a göre şunlardır: Artan zenginlik, burjuvalaşma, kitlesel bir popüler kültürün ortaya çıkışı, toplumsal sınıfın ölümü, tüketim sektörlerinin ortaya çıkışı, bireyciliğin artması vb. (Bayhan, 2011:223). Tüketim toplumu Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt.9 Sayı.19 2017 – Haziran (s. 1-21) 8 kavramının yanı sıra sık kullanılan bir kavram olan tüketimin küreselleşmesi kavramına değinmekte fayda vardır.

Bir Tüketim Nesnesi Olarak: Beden

Postmodernizm, küreselleşme, teknolojide ve iletişimde büyük gelişmeler, yeni medya ve sosyal medyanın günümüzde hayatımızdaki yeri toplumsal yaşamın birçok alanında olduğu gibi beden algısında da farklılıklar yaratmıştır. Beden, bu sayılan birçok olgusal etkenle birlikte günümüzde özellikle sosyal medyayla birlikte biyolojik olarak incelenmenin dışında toplumsal olarak da ele alınmaya başlanmıştır.

Beden, tüketilen en güzel ve en cazip nesnedir. Tüketiciler tüketim sürecinde her ne kadar kendilerini aktif görseler de aslında bu sistem bedene özne rolü vermemiş olur. Beden, özellikle kadın bedeni, fiziksel ve cinsel özgürleşme adı altında ekranlarda, sosyal medya da, modada bedenin etrafını kuşatan arzu söylemleri, toplumların her geçen gün değişen güzellik normları ve daha fazlası ile bu düzen içerisinde tamamen ideolojik bir işleve dönüşmüştür. Özgürleşme süreci iki yönlüdür. Bu birbirine karşıt iki yön gibi de belirtilebilir. Bir yandan bedenin modern anlamda kurulması, bedeni ödüllendirici ilgi süreci, diğer taraftan eşit ve aynı ölçüde dikkate değer bir baskı altına alma sürecidir “Bedenin "özgürleşmesi" her iki yönden de bedenin ilgi nesnesi olması sonucunu doğurur (Baudrillard, 2017:180-181). Ama temel olan, özgürleşme ve kendini tamamlama sistemi olarak düzenlenen bu narsisik yeniden kuşatmanın aslında, her zaman aynı zamanda etkili, rekabetçi, ekonomik tipte bir yatırım olmasıdır. Böylece “yeniden sahip çıkılan” beden “kapitalist” amaçlara bağlı olarak zaten yatırımdır: Başka bir şekilde söylenirse, eğer bedene yatırım yapılıyorsa, bu bedeni kârlı kılmak içindir.( Baudrillard, 2017: 163)

Beden tüketilebilir bir arzu nesnesi olmaya başladığından beri bütünleşememiş nesnedir. Bedeni, toplumun karşısında ‘kabul edilebilir’ ve toplumsal olarak estetik ve güzel gösterebilmek için sistem birçok olanak sunar. Bedenin her bir parçası için ayrı kullanılan kozmetik ve bakım ürünleri, diyetler, spor salonları sürekli bir tüketim halini oluşturur. Günlük yaşantı sırasında her gün, her yerde zihin toplumsal güzellik normlarının dayatmasına maruz kalır. İnsanlara sürekli bir bedenleri olduğu hatırlaması yapılır, bedene iyi bakılmalı ve onu tüm günahlardan arındırmalı gibi düşünceler gezinir zihnin etrafında, sağlıklı olmakla- güzellik normlarına uymak arasındaki ayrımı yapmak zorlaşır. Bunun sonucunda birey sağlıklı olmak için değil, toplumun gözünde ‘güzel olabilmek’ için sistemin ona sunduğu bin bir türlü ‘fırsat’lardan yararlanmak ister.

Bedenin yeniden sahiplenilmesi ve tüketilebilir bir nesne olması özellikle kadın bedeni üzerinde yoğun etki gösterir. Kadın bedeni güzellik ve çekicilik bağlamlarında arzuların barınağı olmalıdır, düşüncesi temelinde kadın bedenini metalaştırma, hem kadın bedenini hem de kadınları birer tüketim araçları haline getirmiştir zaman içerisinde. Bu buyruklar kitle iletişim ve sosyal medya ağlarıyla sürekli güncellenmektedir günümüzde. İdeolojik bir aygıt olan beden, özellikle kadın bedeni söz konusu olduğunda toplumlar da fetiş ve cinsiyetlendirilmiş bir nesne haline gelmiştir. Sadece kadınlar da değil erkeklerde bedenin metalaştırılmasından payına düşeni almaktadır. Bedenlerin güzel görünmesi hem erkek hem de kadınlar için toplumsal bir sorumluluk olmuştur.

KAYNAKÇA

Baudrillard, John B. (2002) Tüketim Toplumu, (Çev.) F. Keskin ve N. Tutal, Ayrıntı Yayınları.

Bauman, Zygmunt ve Raud, Kein ( 2018) Benlik Pratikleri, (Çev.) M. Ekinci, Ayrıntı Yayınları.

Bulunmaz, B. (2011). Yeni Medya Eski Medyaya Karşı: Savaşı Kim Kazandı Ya Da Kim Kazanacak? Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi, 22-29.

Civelek, M. E. (2009). İnternet Çağı Dinamikleri. İstanbul: Beta Yayıncılık

Cizmeci, Esra; Güzel, Ebru (2018) Filtreli Güzellik, Postiga.

Oğuz, C. (2018). Selfie: "Narsisizm" Mi, "Görsel İtiraz" Mı? Akademik Bakış Dergisi, 214-235