Sosyal Medya Ve Mahremiyet
Sosyal Medyada Mahremiyetimize Ne Kadar Dikkat Ediyoruz?
Bundan on yıl öncesine kadar mahremiyet sınırları içerisinde değerlendirilen olgular, bugün “sosyal olmanın” ve “şeffaflığın” bir parçası olarak görülmektedir. Evin en mahrem alanlarında çekilen fotoğraflar, videolar sosyal paylaşım siteleri ve video paylaşım siteleri aracılığıyla milyonlarca insanla paylaşılabilmekte, sıradan bir insan hızla herkesin tanıdığı biri haline gelebilmektedir. Yapılan paylaşımların beğeni alması, yorum yapılması ya da favorilere eklenmesi kullanıcıyı memnun eder, görünür olduğunu ve onaylandığını hissettirir, Facebook’ta arkadaş, Twitter’da takipçi sayısının az olması, kullanıcıları mutsuz eder. Diğer bir yandan internet üzerinden sürekli izleniyor olmak hemen herkes tarafından biliniyor olmasına rağmen, bu durum internet kullanıcılarının tüm açıklığıyla kendini ifşa etmesine engel teşkil etmeyerek tam tersine bundan zevk alıyor, gurur duyuyor ve herkes tarafından izleniyor olma fikri bireyi, daha fazla teşhire kışkırtmaktadır. Kişinin kendisini ifşa etmesi, çevresinde bulunan kişilere kendi özel yaşamı hakkında bilgi vermesidir. Kişiler gelirleri, hayatları, siyasal yönelimleri ve dinsel inançları ile ilgili bilgileri sunarak mahremiyet alanlarını kendileri ihlal etmektedirler.
Sosyal medyada en sık paylaşımda bulunulan şeylerden biri kişilerin özel hayatlarına ait fotoğraf ve resimleri olmaktadır. İnsanlar, bu resim ve fotoğrafları herkesin ya da arkadaşlarının bu paylaşımı gördüğünü bilmektedir. Kendi elleriyle kişiler özel alanlarını dış dünyaya ifşa etmektedirler. İnsanlar bunu hem göstermek hem de beğeni almanın yanı sıra görünür olmak ve farkında olunduğunu, izlenildiğini bilmek istemektedir. Bir başka mahremiyet sorunu ise önceleri en yakına gösterilen fotoğraf albümleri günümüzde sosyal medya hesaplarında neredeyse herkesle paylaşılmaktadır. Gündelik hayatta karşılaşıp tanımadığımız kişilerden derinlemesine bilgi alınamazken kitle iletişim araçları, internet ve özellikle sosyal medya sayesinde tüm bilgilerimizi paylaşarak günlük hayatımızı herkesin gözü önünde yaşıyoruz. Sosyal medya da karşımıza çıkan fenomenlerin veya ünlülerin cazip mekanlarda paylaştığı fit, sevimli, güzel fotoğrafları, konum bildirimleri, gündelik aktiviteleri ve dikkat çekici videolarına aldanarak veya onlara özenerek kendimize ait olan şeyleri tüm herkese paylaşım yaparak kendimize ait alan bırakmıyoruz.
Sosyal medya gibi tek tuşa bakan her türlü teknolojik araçlardan soyutlanıp kendimize özel alanlar açmamız önemlidir. “Herkesin her şeyimizi bilmesine gerek yok” anlayışını benimseyerek mahrem alanlarımızı daha dikkatli açmaya özen göstermeliyiz.