Suç ve Ceza Hakkında Sadece Kötü Eleştiriler
Merhaba, ben bu yazıda, iki yüz yıllık bu klasikle ilgili fark ettiğim şeylerden sadece kötülerine yer verdim.
Merhaba. Ben aklından zoru olan bir insanım ve yüzyıllardır Don Kişot, Beynine Format At ve Grinin Elli Tonu dahil hiçbir kitaba yerini kaptırmamış bir kitap ve yazarıyla ilgili görüşlerimi sunmaya geldim.
Sanarsınız yakama yapışmış bir sürü insan bana yalvarıyor LÜTFEN diyor LÜTFEN NEDEN BÖYLE DÜŞÜNÜYORSUN LÜTFEN ANLAT ama yok, kimse öyle bir şey demiyor, sadece geçenlerde rus edebiyatıyla ilgili bir tartışmada bulundum ve yaptığım her yoruma bir SEN TOLSTOYA LAF MI EDİYORSUN, DOSTOYEVSKİ'YE NE DEDİN SEN, SEN ZATEN ANLAMAMIŞSIN gibi linçler geldi.
Çünkü Reddit erkekler onu çok seviyor.
Ben de hızımı alamadım ve buraya yazıyorum.
-SPOILER ARKADAŞLAR İKİ YÜZ YIL GEÇTİ KİTAP BASILALI AMA BEN YİNE DE VERİYORUM BU ALARMI SPOILER VAR.-
İlk önce şunu diyeyim, ben sadece eğlenmek, içimi soğutmak için, internette şu kitapla ilgili biraz da kötü yorum olsun diye yazıyorum.
Kitabın edebiyat ve hatta psikoloji tarihindeki yerini, suçluluk temasının içine bu kadar cesurca girişmesini ve okura yaşattığı bu deneyimi asla azımsamıyorum, kimim ki ben, hiç de yapmam bunu.
Sadece, kitapla ilgili güzel her şey zaten söylenmiş arkadaşlar, ben gerçekten kimim de başka bir şey söyleyebileyim, sorduğunuz için teşekkür ederim ben gereksiz biriyim ve şimdi bu KLASİKLE ilgili kötü şeyler söyleyeceğim.
Neden klasikleri kitap olarak ele alamıyoruz anlamıyorum. Ben hala bir okurum, elimde tuttuğum kitabı HERKESİN beğenmiş olması sanatın öznel bir şey olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tam tersi tarafından bakarsak da, guilty pleasure diye bir şey de YOK! YEMİN EDERİM YOK! SEVİYORSAN SEVİYORSUN! NEYİN HAVALI OLDUĞUNA SEN KARAR VEREBİLİRSİN! Bence bu kitap SIKICIYDI ve sanırım bu bir SUÇ ama söylüyorum arkadaşlar bu kitap birkaç yüz sayfa fazla uzundu. Şov yapmış beyefendi. 800 sayfa yazabilirim ve yazacağım demiş.
İlk olarak, kitabın Adana sıcağı etkisinden bahsedelim. Bir katilin psikolojisinin her türlü kıvrımını, her türlü karanlığını, her şeyini anlatması mükemmel bir şey ve bunu anlayabiliyorum. Ama BUNU HER AN, SÜREKLİ YAPMASINA GEREK VAR MI???? Bırak ben onunla empati kurayım be kardeşim? Bırak birazcık başka bir şeyler düşünelim, düşünmeyelim mi, tamam. Anladım.
Ama hani yazarlık kurslarının bir numaralı kuralı, yapmazsan öykünü yaktıkları, seni parmakla gösterip güldükleri anlatma göster taktiğini hiç mi uygulamayacaksın? Benim çözebileceğim hiçbir soru işareti bırakmayacak mısın? Hayır mı, hep sen mi konuşacaksın, tamam anladım.
Dosto Bey, kızıl sakallarını omzunun arkasına atarak yazdığı bu kitabın yarısında psikolojik karanlığı ve bir insanın BETİ BENZİNİN ATMASINI ve TERLEMESİNİ ve ÇORBA İÇMESİNİ çok iyi anlattığını fark etmiş ve akşam çıkacağı kumar turunun heyecanıyla demiş ki DEVAM ARKADAŞLAR DEVAM! OLAY HİKAYE DEĞİL OLAY BENİM NE KADAR ZEKİ OLDUĞUM! AYRICA ELLERİME BAKIN BEN 800 SAYFA YAZABİLİYORUM!
Ayrıca, Allahım, kitaptaki kadınlar? Kitaplar dengeli olmalı, eğer sen kitabının hiçbir yerinde herhangi bir cinsiyeti gerçek bir insan olarak anlatmazsan, eksik kalır ve devrilir. Madonna kompleksine kafa atılmış. Yemin ederim Dunya karakterini hep dünya diye okuyarak çaresizce kendime teselli olmaya çalıştım ama yetemedim. ÖLDÜRÜLEN KADINLAR DIŞINDA HİÇBİR KADIN YOKTU. Ve hiç kimse bana O ZAMANLARDA KADINLAR ve TARİHİ BUGÜNÜN ŞARTLARINDA DEĞERLENDİREMEZSİN demesin (ki, kimse demeyecek, farkındayım, ben şu anda, yapayalnızım ama sakın diyeyim, içinizden bile olsa bana haksız olduğumu ima edecek bir şeyler demeyin.) bu kitap 1866 yılında yayımlanmış. Feminizm 19. yüzyılda çoktan doğmuş ve hatta ve Charles Fourier 1837'de feminizmin ismini bile koymuştu.
Dosto Bey dönemin sigma erkeğiydi, benden söylemesi. Madem kendisi muasır bir insandı, öyle yazsın. Ayrıca, ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum ama şu linki de paylaşacağım. https://eksiseyler.com/dostoyevski-hakkinda-az-bilinen-detaylar
Haydi hiçbirimiz Dostoyevski'yi sevmeyelim.